Giriş
(2)

Oyun İçin Monitör Tavsiyesi: 24" mü 27" mi?

dream endless
Monitör almayı düşünüyorum. Ancak 24" mü almalıyım yoksa 27" mi tercih etmeliyim, karar veremedim. Şu anda 22" Samsung kullanıyorum. 27" monitörün PC oyunları için efektif olup olmayacağından emin değilim. O kadar büyük bir monitörde oyun oynarken gözlerimin yuvalarından fırlayacak olup olmaması ben
Monitör almayı düşünüyorum. Ancak 24" mü almalıyım yoksa 27" mi tercih etmeliyim, karar veremedim.

Şu anda 22" Samsung kullanıyorum. 27" monitörün PC oyunları için efektif olup olmayacağından emin değilim. O kadar büyük bir monitörde oyun oynarken gözlerimin yuvalarından fırlayacak olup olmaması beni düşündürüyor. Bir de işin fiyat yönü var elbette. Hali hazırda 1080p bir 27" monitör yerine bir kaç sene kullanabileceğim bir 24" alıp sonradan 1440'a geçmek daha mantıklı olabilir mi?

Fiyat yönünden aralığım 1250 TL civarında maksimum.

Samsung S27A950 mi yoksa BENQ'nun 24"'lik 120hz oyuncu monitörü olan BENQ XL2420T mi tercih etmeliyim?
0
dream endless
(16.01.13)
bendeki 23" tam ihtiyaçlarımı karşılıyor. daha büyüğünü, hele ki 27" alacaksan monitörle aranda bir mesafe koymanı tavsiye ederim. joystik kullanırsın olmadı. ama yakından bir fps oynamak istersen gözünü çabuk yorar. benim gözler bir dönem seğiriyordu bilgin olsun.
0
yons
(16.01.13)
Gözler zaten maymun oldu benim son 2-3 yılda. 1,75 hipermetrop ve 0.75 astigmat oluştu. Ve evet PC gaming için kullanacağımdan yakın mesafede olacağım. O yüzden 27" konusu soru işareti. Arada hala seğiriyor gözlerim 22" ile.
0
🌸dream endless
(16.01.13)
(2)

Kalori hesabı..

canka
selamlar. şimdi günde 1300 kalori güzel bir diyet diye düşündüm mesela. ama kahvaltı, açma ve 2 lahmacun yedim. baktığınızda bunlar kilo yapan şeyler gibi lanse edilir ama açma (300) lahmacun (2x250=500) kahvaltı da 400 kalori civarıdır 1200 kalori ediyor yine diyetteyim gibi geliyor bana. bu düşü
selamlar. şimdi günde 1300 kalori güzel bir diyet diye düşündüm mesela. ama kahvaltı, açma ve 2 lahmacun yedim. baktığınızda bunlar kilo yapan şeyler gibi lanse edilir ama açma (300) lahmacun (2x250=500) kahvaltı da 400 kalori civarıdır 1200 kalori ediyor yine diyetteyim gibi geliyor bana. bu düşünce dogru mu acaba?
0
canka
(23.01.12)
Mesele sadece besinin içeriğindeki enerji (kalori) değil ki. Örneğin lahmacun gibi yağ oranı yüksek bir besinde, enerji değeri az da olsa, vücut ekseriyetle yağ alacağı için enerjiyi hemen yakacağına (yani günlük harcayacağın enerjide kullanacağına) yağı depolayacaktır. O yüzden hayır, diyette olmuyorsun.
0
dream endless
(23.01.12)
(bkz: garantili zayıflama yöntemi/@compadrito) bu yazının sonunda kalori hesap makinesi var.
0
compadrito
(23.01.12)
(4)

Kulunç.

dream endless
Bir kaç mevcut soru var ama tatmin edici olmaktan uzak cevaplar var. O yüzden bu genel soruna refere edeceğimiz bir duyuru olsun temennisiyle açılışı yapıyorum:Kulunçun çözümleri nelerdir, ne yapalım, ne edelim?
Bir kaç mevcut soru var ama tatmin edici olmaktan uzak cevaplar var. O yüzden bu genel soruna refere edeceğimiz bir duyuru olsun temennisiyle açılışı yapıyorum:

Kulunçun çözümleri nelerdir, ne yapalım, ne edelim?
0
dream endless
(04.09.11)
profesyonel ellerce yapılan bir masaj bence etkili bir çözüm.
0
kayranin kedisi
(04.09.11)
çin yağı sürüp, sıcak tutmak.
eczanelerde satılan yakılar.
kupa çektirmek. bu yöntem de unutuluyor gerçi.

bir de şunu buldum: dogalsaglik.blogcu.com
0
pyro clustic flow
(04.09.11)
en etkili tedavi ağrılı bölgeye yapılacak kuru iğnedir.

not:fizik tedavi doktoruyum
0
kroc
(04.09.11)
Kuru iğne önerisinden hareketle; fizik tedavi merkezine gidilmesini mi önerirsiniz?
0
🌸dream endless
(04.09.11)
(6)

Tunceliye dersim demek, istanbul'a konstantinopol demek gibi birseymi?

Survivorman
Duyurucu genclik dusuncelerinizi merak ediyorum?
Duyurucu genclik dusuncelerinizi merak ediyorum?
0
Survivorman
(05.04.11)
bence değil. ama gereksiz. dersim yerel ad sayılabilir. konstantin öyle değil. ama ikisinin ortak müştereki belli bir ideolojiye bakış açısına gönderme yapmaları.
0
elestirman
(05.04.11)
bence bir farkı yok. cumhuriyete muhalif kesimlerin kullandığı bir kelime.
0
lord henry
(05.04.11)
kime sorduğuna bağlı, bana sorarsan ben dersim diyorum..
siyasi görüş çok etkili burada..
konstantinopol ile bağdaştırmamak gerek sanırım, 38de Mustafa Kemal'in kendi ülkesine katliam yaptığı yerdir.. son dönem olayı...
sözde dersim mi desek? :)
0
Her Yer Kara
(05.04.11)
hangi devrim kansızdır? Mustafa Kemal dönemin şartları dahilinde yapılması gerekeni yapmıştır. Çerkez Ethem'in üzerinden geçmekte de, Şeyh Sait'in sallandırmakta da, Dersim'i darmadağın etmekte de haklıdır. eğer yapmasaydı Cumhuriyet rejimi olmazdı. ama çok masum insan arada kurban gitmiştir ki, bu da dönemin şartlarında rejimin geleceği için gerekliydi.

gelelim Dersim ve konstantin olayına. Dersim'e artık ismini ve iade-i itibarını teslim etmek gerek. şimdilerde Cumhuriyetin gücünün kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. ama sokayım konstantin'e.
0
pisekarv2
(05.04.11)
Evet kansız devrim olmamıştır, ama asıl kan devrim yapılırken değil devrimden sonra akar.. Bir isyanı bastırmak için anneni babanı çoluğunu çocuğunu kaybetmek parçalarını görmek sana ne kadar mutluluk verirse, o halkı da o kadar mutlu etmiştir.

Ha ayrıca Mustafa Kemal'in yaptığına devrim diyorsanız şayet, isimlendirelim bunu burjuva devrimi olarak..


edit: Ayrıca düşünsene ne kadar acı, aileni kaybetmişsin bir isyanda hiç bir suçu yokken... Bombalayan da Sabiha Gökçen, sağına bakıyorsun şimdi Gökçen soluna bakıyorsun Gökçen... İçin acımaz mı? Benim acıyor da..
0
Her Yer Kara
(05.04.11)
Dünya tarihinde yapılmış tüm devrimler burjuva devrimidir, zira burjuvazi bağlayıcı ara katmandır, elzem faktördür. Bugün diktatoryal rejimde de, monarşide de, otokraside de burjuva desteğini kaybettiği zaman devlet yerle yeksan olacaktır. O yüzden dünya savaşı sonrası döneme "burjuva devrimi" diyip küçümsemek faydasız ve manasız bir girişim.

Sorunun içeriği hakkında da şunu söyleyebilirim.
Benim dedem "ben Dersim'de doğdum" diyebiliyorsa, ki doğduğu zaman o yerin adı bu imiş, ondan gören benim de söz konusu ile Dersim demesinden doğal ne olabilir? Konsantinapolis meselesiyle arasındaki en temel ayrım budur, 600 sene önce el değiştirmiş bir şehre hala siyasal bakış açısıyla yaklaşmak bana şunu hatırlatıyor: s5.directupload.net
0
dream endless
(05.04.11)
(8)

masalsı fon müziği

slowly gencolez
şöyle üstüne masal anlatılacak tarzı bir fon müziği fikri olan var mı? nasıl sorsam bilemedim de anladınız herhalde.
şöyle üstüne masal anlatılacak tarzı bir fon müziği fikri olan var mı? nasıl sorsam bilemedim de anladınız herhalde.
0
slowly gencolez
(01.04.11)
freebird5406_2
(01.04.11)
huzunlu bir sey olacaksa: pan's labyrinth lullaby
0
ainothia
(01.04.11)
aslında biraz hareketli bir şey olsa daha iyi olur. tam tarif edemiyorum işte malesef :)
0
🌸slowly gencolez
(01.04.11)
freebird5406_2
(01.04.11)
www.youtube.com

ayrıca söylemeden geçmeyeyim. masalına ve anlatış tarzına göre değişir. onları açıklarsan daha fazla yardımcı olunabilir.
0
solfej
(01.04.11)
suser adayi
(01.04.11)
Hareketli bir şeylerse, Detektivbyrån şarkılarına bakabilirsin.
0
dream endless
(01.04.11)
mücrim
(02.04.11)
(2)

elektrik faturası borcu taksitlendirme *acil

gotumuze girebilir netekim
merhabalar. ist avrupa yakası bedaş abonesi olarak 1 senelik elektrik borcumuzu taksitlendirmek istiyoruz.bedaş'ın sitesinde taksitlendirme için dilekçe ile birlike ikametgah belgesi ve kefil istenildiği yazıyor. ama şöyle ki elektrik ev sahibinin adına kayıtlı. mesela ben kendi ikametgahımı götürse
merhabalar. ist avrupa yakası bedaş abonesi olarak 1 senelik elektrik borcumuzu taksitlendirmek istiyoruz.

bedaş'ın sitesinde taksitlendirme için dilekçe ile birlike ikametgah belgesi ve kefil istenildiği yazıyor. ama şöyle ki elektrik ev sahibinin adına kayıtlı. mesela ben kendi ikametgahımı götürsem alakasız bir arkadaşı da kefil olarak götürsem, borcun 1/4 ünü ödesem, taksitlendirme yaparlar mı acep?
0
gotumuze girebilir netekim
(21.01.11)
Kesinlikle faturada ismi geçen kişinin kimliği ile gidip taksitlendirmesi isteniyor.tecrübeliyim oradan biliyorum.
0
patates baskı
(21.01.11)
Biraz beklesen de şu vergi indirimi kanunlaşsa resmi gazetede yayınlandıktan sonra öyle ödesen daha kolay olur her şey sanki. Mümkünse tabii.
0
dream endless
(22.01.11)
(5)

Özel Hayvan Barınağı

beastangel
Kediciğimi verip güzelce bakımını sağlatabileceğim (maddi olarak ne gerekiyosa yapabilirim) bir barınak ya da bakım evi gibi bir yer var mı?
Kediciğimi verip güzelce bakımını sağlatabileceğim (maddi olarak ne gerekiyosa yapabilirim) bir barınak ya da bakım evi gibi bir yer var mı?
0
beastangel
(18.01.11)
veteriner kliniklerine falan verme. onlar ne kadar hayvancıl gibi anlatsa da, bütün gün kafeste tıkılı kalıyorlar. evden ayırdığınız için yeterince bunalımda olan hayvan, üstüne çevresinde olmasını istemeyeceği kadar kediyle beraber yaşıyor..küçük bir odada, üstüste kafeslerle ve günde max 10 dakika dışarı çıkartılarak yaşıyorlar...
mümkünse bir tanıdığına bırak, ya da tanıdığına anahtar falan...
4 güne kadar yalnız da yaşayabilir en kötü ihtimal yani, en azından bildiği ortamdan ayırmazsın..
yaşadığın yeri, gideceğin süreyi falan yazsan, buradan da yardım eden olabilir.
0
purkinje
(18.01.11)
barınağa bırakma hatasını bir kere yaptım, kedim depresyona girdi ve bana küstü. daha sonrasındaysa tatile giderken evde bırakmaya başladım, bir komşudan da rica ederdim her gün süyünü değiştirip mamasını verirdi. döndüğümdeyse sadece neredeydin diye söylenirdi bana.
0
kayranin kedisi
(18.01.11)
Ben sürekli bırakacağım bir yer arıyorum. Küçük hoppidik kediciğim evde savaşa sebep verdi. Sokağa bırakamam. Kediciğimi gidip bırakabileceğim ve arada ziyaret edebileceğim bi yer. Mamasını şusunu busunu karşılayıp, bakma parası gibi bişi verebileceğim bi yer...
0
🌸beastangel
(18.01.11)
Başka bir yuva bulmayı deneseniz ya evvela?
0
dream endless
(19.01.11)
Böyle bir şeyi nerden araştırabilirim mesela?
0
🌸beastangel
(19.01.11)
(7)

Yavru Kedim muhallebi yedi şekeri dokununur mu?

tinydancer
Sakızlı muhallebiyi kedim yedi severek, yarında kalan muhallebilerden versem şekerli ya dokunur mu?
Sakızlı muhallebiyi kedim yedi severek, yarında kalan muhallebilerden versem şekerli ya dokunur mu?
0
tinydancer
(24.12.10)
12 yıllık kedi sahibi olarak söyleyeceğim şudur. hayır bişi olmaz. kedin mutlu sen mutlu olablirsin şuan. aklında soru işareti kalmasın.
0
electronicblueeyes
(24.12.10)
karaciğeri için çok zararlı. aşağıdaki yazıyı okuyunuz lütfen:

veteriner hekim i.serdar sayar'ın konuyla ilgili makalesi;

Kedi ve Köpeklerde BESLENME HATALARI VE Bundan Kaynaklanan HASTALIKLAR

Kedi ve köpek beslenmesi bilinçli bir şekilde yapılmamaktadır.Genellikle
daha önce köpek yetiştirmiş bir tanıdığın tavsiyesiyle veya kulaktan dolma şeklinde beslemektedir.Çizgi filmlerde,karikatürlerde köpek; köpek kulübesiyle birlikte kocaman bir KEMİK ile çizilir.İnsanlara sanki köpeklerinin kemik ile beslenmesi gerekli gibi gelir.

Kediler de ciğercinin önünde yalanarak beklerler.Bunun yanında bilinçli,araştırmacı evcil hayvan sahipleri de vardır. Azınlıkta kalan bilinçli grup,veteriner hekimlerine danışarak yada araştırarak kedi-köpeklerini beslemektedir.

Balık yemi,kuş yemi (kanarya yemi ,muhabbet kuşu yemi,güvercin yemi),kobay yemi,tavşan yemi gibi farklı yemler bulunmaktadır.Farklı hayvanlar,onlara uygun yemlerle beslenmektedir.Köpek ve kediye gelince ne bulunursa ,o verilmektedir.Yanlış ve hatalı bir beslemedir bu. Onlarda yaşına,cinsine ve fizyolojik durumuna göre uygun yem-mamalarla beslenme hakkına sahiplerdir.

Karın doyurma mantığı ile yapılan beslenme,beslenme değildir.

Hayvanın karnının doyacağı kesindir. Ancak,yanlış ve yetersiz beslenmesinden kaynaklanan hastalıklara,rahatsızlara maruz kalacaktır.

Kedi-köpeğin 14-16 yıl arası ömrü vardır.Önemli olan yaşamını kaliteli ve sağlıklı geçirmesidir.

BESLENME HATALARI

Ev Yemeklerinin Verilmesi

Kedi-köpeğin ev yemekleriyle beslenmesi kolay, ucuz olarak düşünülebilir. Yemek artıklarını değerlendirmek, çöpe dökülmesi yerine evcil hayvana verilmesi yüzeysel bakıldığında mantıklı bile gelebilir. Bu mantık evcil hayvanınıza bakış açınızla ilgilidir. Onların tercihlerini biz belirleriz. Kedi-köpeğin seçme şansı yoktur. Bu bizim sorumluluğumuzdur.

İnsanlar yemekleri yaparken,damak lezzetini düşünürler.Y emeğin içerisine tuz ve baharatlar (biber,kimyon gibi..) katarlar. Bunlar evcil hayvanların midesine zarar verir. Bu zarar kendini mide yanması, gastrit, ilerlerse ülser, kusma ve iştahsızlık olarak gösterir. Hazırlanan yemekler protein,enerji olarak yeterli ve dengeli olmayacaktır. Bunun yanı sıra,yeterince mineral (kalsiyum,fosfor, magnezyum gibi) ve vitamin (a-d-e-k- b kompleksi gibi) içermeyecektir.

Doku , kemik ve diş gelişimi yeterli olmayacaktır. Bunların eksikliğine bağlı metabolizma hastalıkları, raşitizm, osteomalasi gibi kemik hastalıkları görülebilecektir. Aşırı tüy dökme sorununun da görülecektir.

Kemik ve Balık Kılçığı Verilmesi

Genel olarak, köpeklere kemik verilmesinin doğru olduğu düşünülür. İzlediğimiz çizgi filmlerin,karikatür ve gazete vinyetlerinin bunda etkisi çoktur. Köpek düşünüldüğünde yanında kocaman bir kemikte çizilir. Köpekler kemiği severler. Özellikle diş değiştirme dönemlerinde kemiği kemirme, ısırma dayanılmazdır,onlar için..

İçgüdüsel olarak da kalsiyum gereksinimini karşılamaya çalışırlar.

Olumlu yanlarının dışında, kedi ve köpek için kemik son derece tehlikelidir. Ağız, damak, diş, yemek borusu, mide, bağırsaklara her an zarar verebilir. Yıllarca kemik verirsiniz, sorun yaşamazsınız. Bir anda kedi-köpeğinizi kaybedebilirsiniz. Ölümcül yırtılmalara ve tıkanmalara neden olurlar. Tüm kemiğin parçalanmasıyla mızrak ucu biçiminde parçalar oluşur.Tavuk göğüs kemiği ve balık kılçığı saplanmaya, batmaya hazırdır. Parça kemikler ,küt uçlu olanlar batmaz, ancak bağırsakları tıkayabilir. Ağız,damak ve diş etlerine batarak veya yırtarak enfeksiyona sebep olurlar. Dişlerin çürümesine ve diş eti enfeksiyonuna da(gingivitis) rastlanır. Kemik parçası yutak veya yemek borusuna takılıp, tıkanmalara (obstruksiyon) sebebiyet vermekte ve kusma refleksi oluşturmaktadır.
Kemik parçası ve balık kılçığı mide,bağırsaklara batmaktadır. Yırtılma, delinme veya ülseratif lezyonlar oluşturmaktadır. Midede gastritis,ülser ve kanama meydana getirmektedir.

Köpeğin kemirme gereksinimini plastikten yada yenebilir özellikteki yapay kemiklerden karşılanmalıdır.

Çiğ Et Verilmesi

Kedi ve köpeğe çiğ et verilmesinin ,hayvana daha yararlı olduğu sanılır. Etin çiğ şekilde verilmesi sindirimini zorlaştırır,ishale sebep olabilir. Ette bulunması olası iç parazitler hayvana bulaşır. Kist hidatid , toxoplasma gibi zoonozların yanı sıra, kıl kurdu,solucan,kancalı kurt görülür. Etin pişirilip,kediye,köpeğe verilmesi gereklidir.

Sakatat Verilmesi

Sakatat olarak bilinen karaciğer, akciğer, mide, böbrekler, bağırsaklar gibi hayvanın iç organlarını yedirmek zararlıdır.Özellikle akciğer tüberküloz (verem) hastalığını taşıyabilir ve besin değeri olarak oldukça düşüktür.

Parazitlerin çoğunluğunun iç organlarda yaşadıkları düşünülürse, bulaşma riski o denli yüksektir.Dünya’da kedi ve köpeklerin hayvan artıklarıyla beslenmesi yasaklanmıştır. Öncelikle biz insanların sakatat yemeği terk etmemiz gereklidir.

Çürümüş-Kokuşmuş Gıda Verilmesi

Bozulmuş gıdaların verilmesi önce karaciğeri zarar verir. Hayvanın zehirlenmesine ,ishal olmasına ve ölümüne neden olabilir. Yemek ve su kaplarının temiz tutulması önemlidir. Mama kaplarındaki eski kalan mama artığının dökülmeli. Bir gün önceden kalan mama ıslanarak,mayalanmaya başlayabilir. Mikroorganizma üremesi görülebilir.

Şarküteri Tipi İnsan Yiyeceklerinin Verilmesi

Salam,sosis ve sucuk gibi insan yiyecekleri içerdikleri koruyucu maddeler, tuz ve baharatlar kedi-köpeğe zararlıdır. Sindirim sistemindesorunlara (kusma,mide ekşimesi,kusma gibi) sebep olurlar. Köpekler ve kediler için özel olarak hazırlanmış salam ve sosisleri verebilirsiniz.

Şekerli Yiyeceklerin Verilmesi

Şekerli gıdalar dişlerde çürüme yaparlar. Uzun zaman ve sıklıkla şeker verildiğinde yağlanma,aşırı şişmanlık (obezite) oluşur. Şişmanlıktan kaynaklanan kalp yetmezliği, hareketsizlik,dışkı yapmada zorluk yaşanır. Pankreas bezinin yoran etmenlerden şişmanlık neticesinde şeker hastalığına zemin hazırlanmış olur. Hayvanın körlüğüne kadar giden sorunlar yaşanır.

Et Ürünleriyle Beslenme

Ani , aşırı ve sürekli et ürünleriyle beslenen kedi-köpekte All-Meat-Sendromu görülür. Kalsiyum yetmezliğinden iskelette bozukluk, deride
kepeklenme, cıvık, kötü kokulu dışkı gözlenir. Genellikle aşırı tüy dökme, kaşınma gibi belirtilerde et ürünlerinden vazgeçilmeli. Dengeli (protein ve enerji )bir beslenmeye başlanmalıdır.

Taş,Toprak, Dışkı Yeme

Zevk sapıklığı olarak da bilinir. Bazen iyi beslenen hayvanlarda da görülür. Genellikle mineral, vitamin yetmezliği, dengesiz beslenme,i ç parazitlerden kaynaklandığı bilinir. Kedi-köpek iç parazitlerinden temizlenmeli. Vitamin ( A,D,E.K) ve mineral (kalsiyum,fosfor,magnezyum) takviyesi yapılmalıdır. Tabi ki veteriner hekiminizin kontrolünde.

Aşırı Kalorili Yiyecekle Beslenme

Köpeğimin-kedimin bakışlarına dayanamıyorum, sanki doymamış deyip her fırsatta bir şeyler vermek yanlıştır. Köpek-kediler insanlar gibi doyduklarını anlayamadıkları için ne verilse yerler. 3-12 ay arası günde 3-4 kez mama verilebilir. 1 yaşını doldurduktan sonra günde yalnızca 1 kez mama vermek yeterli olacaktır.

Sonuçta; Ev yemekleri,kemik,sakatat gibi yiyeceklerle dengeli ve sağlıklı beslenme söz konusu olamayacaktır. Yapılması gereken hayvanın gereksinimine göre uzmanlar tarafından hazırlanmış kuru-yaş mamaların yedirilmesidir.Böylece kedi-köpeğinizi sağlıklı,pratik,ekonomik ve çağdaş bir şekilde besleyeceksiniz.

İ.SERDAR SAYAR
Veteriner hekim
0 322 226 43 04 www.denizpetvet.com
0
pyro clustic flow
(24.12.10)
tabiki zararlıdır ama , bizim sigara içmemiz gibi bişi. arada sırada tatlı yedirmenden ve kedinin mutlulugunu görmen bence sorun teşkil etmiyor.
0
electronicblueeyes
(24.12.10)
bütün bi porsiyonu yemediği sürece sorun yok, böyle dondurma çubuğunu falan yalar bırakırlar genelde zaten
0
yuto
(24.12.10)
kediler tatlı severler fazla olmamakla birlikte verilebilir en azından benim veterinerim öyle söylüyor. bütün bir kaseyi yemedikçe bir şey olacağını sanmıyorum. bence sen yarın kalan muhallebiyi verme, bugün yeterli olsun. benim kedim de tam bir çikolata manyağı ama vet kör olabilir çok şekerden dediği için arada veriyorum o da afiyetle yiyor.
0
gut
(24.12.10)
Hiç bir şey olmaz.
0
dream endless
(24.12.10)
tatlı verip mutlu olmasını izleyeceğinize zeytin verin. çoğu kedi hastasıdır, tatlıdan daha çok sever. (tabii bir kase zeytin vermekten bahsetmiyorum; bir iki tane...)
0
merdümgiriz...
(24.12.10)
(5)

kedi sorusu

stime
merabaapartman içinde sürekli baktığımız tahminen 1,1.5 yaşlarında bir kedi var bizim, kış geliyo diye eve aldık şu sıralar, mutlu mesut yaşıyoruz.lakin hayvancağızın gözünden birinde sorun var gibi sanki. arada iki gözünü birden değil de tek gözünü kırpıyor. dışarıdan bakınca hiçbir sorun gözükmüyo
meraba

apartman içinde sürekli baktığımız tahminen 1,1.5 yaşlarında bir kedi var bizim, kış geliyo diye eve aldık şu sıralar, mutlu mesut yaşıyoruz.

lakin hayvancağızın gözünden birinde sorun var gibi sanki. arada iki gözünü birden değil de tek gözünü kırpıyor. dışarıdan bakınca hiçbir sorun gözükmüyor gözünde. pamuğu ıslatıp gözünü sildik falan ama işe yaramadı hala aynı.

çok önemli midir bu durum? hepimiz öğrenciyiz ve veterinere + veterinere elimizde götüremeyeceğimizden sepet vs gibi masrafları çıkartabileceğimizi sanmıyorum.

ne yapsak ki?
0
stime
(02.12.10)
ozelden cevap attim
0
lule
(02.12.10)
rahatsız olan gözünü elinizi sokmadan aralayın ve beyazına bakın. eğer kızardıysa alerjik olabilir ve ilaç kullanmanız gerekir, kızarmadıysa sert bir darbeden(koştururken bir yerlere çarpması da olabilir) ya da kaşırken tırnağıyla çizmesinden dolayı korneası yırtılmış olabilir. sebep buysa kendiliğinden geçer 4-5 güne.
0
purkinje
(02.12.10)
dediğim gibi dışarıdan hiçbir sorun yokmuş gibi gözüküyor gözde. ikisi de gayet sağlıklı gözüküyor.
0
🌸stime
(02.12.10)
benimki o hareketi tik olarak yapıyor bazen..daha doğrusu birşeye sinirlendiği zaman ya arka patiyle kafasının üstünü sertçe kaşıyor ya da tek gözünü kırpmaya başlıyor. sizinkiyle alakası olabilir mi ki?
0
purkinje
(02.12.10)
Kediler bu hareketi çok sık yapmaktalar, ufak bir seğirme şeklinde ise eğer. Bir sorun yok.
0
dream endless
(02.12.10)
(6)

nescafe sorusu

rereroro
günde 4-5 kupa içiyorum bundan. bunun bi zararı olurmu yahu
günde 4-5 kupa içiyorum bundan. bunun bi zararı olurmu yahu
0
rereroro
(04.11.10)
Olur.
0
dream endless
(04.11.10)
bence sınırda.
0
dieselsingle2
(04.11.10)
olur. filtre kaave ic bi derece daha iyi (mide acisindan)
0
no avalon
(04.11.10)
kafeinsiz kahve iç. ben anlamıyorum farkı. tchibo da var, çok güzel. istediğin kadar içersin.
0
minguinho
(04.11.10)
selülit (dişillerde)
tansiyon
çarpıntı
uykusuzluk
0
halanne
(05.11.10)
olur. fazla kahve vücudu güçsüzleştirip halsiz koyar. yemeden içmeden kesilir, iskeletora döenrsin zamanla.
aman dikkat.
0
pangea
(05.11.10)
(11)

Gıdı nasıl eritilir?

turkamayugoslavkokenli
Sevgili duyurucular,21 yaşında 5-7 kilo fazlası olan bir erkeğin gıdısı nasıl erir?
Sevgili duyurucular,

21 yaşında 5-7 kilo fazlası olan bir erkeğin gıdısı nasıl erir?
0
turkamayugoslavkokenli
(03.11.10)
5-7 kilo fazlayı vererek olabilir
0
theos ek mekhanes
(03.11.10)
olay tamamen kiloylamı alakalıdır?
0
🌸turkamayugoslavkokenli
(03.11.10)
yaşın 21 olmasından dolayı sanırım rahatlıkla "olay tamamen kiloyla alakalıdır" denilebilir. şayet ileri yaşlarda deri sıkılığı genç yaşlardakinden daha gevşek olduğu için, ileriki yaşlarda kilo verilse de gıdı kalabiliyor hafif sarkık vaziyette.
0
foreignsilhouette
(03.11.10)
kimi insanın yapısal gıdısı vardır zaten bunun farkındadır insan. onun dışında kilo verirsin gıdı gider
0
theos ek mekhanes
(03.11.10)
Sakal bırakabilirsiniz. Bazı gıdıları gizleyebiliyor.
0
sourlemonade
(03.11.10)
bu konuda bir sehir efsanesi der ki, sakiz cigneyin bol bol :)
olabilir yani bilemiycem...
0
flmng
(03.11.10)
efenim yüz yogası diye bişey duymuştum. bir araştırın isterseniz.
0
eli eli lema sevaktani
(03.11.10)
gıdınıza mekik çektirin.
0
paranoid corpse
(03.11.10)
sakız çiğneyen biri olarak söylüyorum . hiç bir etkisi yok.
ayıca şu hedbang mi gagbang mi :) (kafa sallamaca) e vardı o belki işe yarar.
0
ground
(03.11.10)
insensitive
(03.11.10)
bölgesel eritme yoktur, motto bu.
0
dream endless
(03.11.10)
(5)

ayakkabıcının birine atar yapıp siz hep ayakkabı yapınız diyen yazar kim?

tantunizade murat efendi
ayakkabıcının birinin roman taslağını gönderdiği beğenmeyip siz ayakkabı yapınız hep ayakkabı yapınız sadece ayakkabı yapınız diyen yazar kimdi bilen bi yardımcı olsun gözünü seveyim mesajla ulaşsın aklıma gelmio kafayı yiyecem
ayakkabıcının birinin roman taslağını gönderdiği beğenmeyip siz ayakkabı yapınız hep ayakkabı yapınız sadece ayakkabı yapınız diyen yazar kimdi bilen bi yardımcı olsun gözünü seveyim mesajla ulaşsın aklıma gelmio kafayı yiyecem
0
tantunizade murat efendi
(02.11.10)
şekspir diye biliyorum.
0
ziplayan meksika bamyasi
(02.11.10)
ayakkabı değil şemsiye. söyleyen de şekspir evet.
0
orange coffee
(02.11.10)
(bkz: #7333810)
0
la traviata
(02.11.10)
çizme hikayesiyle karıştırıyosun,

bir ressam resmin birinde çizme çizer ama beğenmez bir ayakkabı ustası çağırır, der ki bunun kusuru nerede?

ayakkabıcı da işte topuğu şöyle derisi böyle falan der... sonra da ama çizmeden başka diğer şeyler de şöyle böyle der.

ressam da cevabı yapıştırır: çizmeyi aşıyorsun!

sen sadece ayakkabı yap.


off ne kadar sıkıldım bunu yazarken anlatamam yani.
0
letranger
(02.11.10)
Olayın aslı şöyledir:

Bir gün Picasso sergi açar. Tezcanlı olduğu için devamlı sergiye gelen ziyaretçilerin muhabbetine girer, resimler hakkında yapılan yorumlara müdahil olur. Mesela biri "şurada van dcyk kahverengisi daha çok yakışırmış" dediğinde gider "ya abi valla kırtasiyede kalmamıştı ama haklısın" der, perspektife laf eden olursa "yanlış bakıyosun, bilmiyosun amk" der. Böyle böyle ona buna laf yetiştirirken tipin tekinin resmin önünde durduğunu görür, adamın yanına gider. Adam gayet hoşnutsuz bir şekilde sorar:

-Bu ne böyle şimdi, balık mı bu, ne bu?
-Balık değil resim, diye cevap verir Picasso.

Adam bu cevabın üzerine heyheylenir ve bu sefer daha üst bir perdeden karşılık verir:

-Sen bunu beş dakikada çiziyosun sonra geliyosun bize car car yapıyosun.
-Beş dakika artı bir ömür! diye cevap verir Picasso yine mağrurca.

Adam artık iyice sinirlenmiştir:

-Ulan ben ayakkabı yapıyorum haftada 80 saat çalışıyorum, 2 milyar alınca çok şükür diyorum. Sen beş dakikada resim yapıyosun bir de laf yetiştiriyosun amk çizgilisi!

Bunun üzerine Picasso, "Siz ayakkabı yapınız, sadece ayakkabı yapınız" diyerek uzaklaşır.
0
dream endless
(02.11.10)
(5)

Evde Donuyorum?

dream endless
Şimdi dışarısı cayır cayır, mis gibi sıcak, tshirt'le dolaşıyorum. Ama eve girince donuyorum, tir tir titriyorum. Yazın da bu böyle, dışarısı serin oluyor ama evin içi bir vaha, bir ocakbaşı.Evin iki cephesi var. Biri batıya, biri kuzeye bakıyor. Kuzeydeki cephenin 10 metre ilerisinde de başka bir b
Şimdi dışarısı cayır cayır, mis gibi sıcak, tshirt'le dolaşıyorum. Ama eve girince donuyorum, tir tir titriyorum. Yazın da bu böyle, dışarısı serin oluyor ama evin içi bir vaha, bir ocakbaşı.

Evin iki cephesi var. Biri batıya, biri kuzeye bakıyor. Kuzeydeki cephenin 10 metre ilerisinde de başka bir bina var zaten. En üst kattayım ama mantolama var çatıda. Pencereler pvc doğramalı.

Nedir bu olay, what do?
0
dream endless
(01.11.10)
bina bu sıcakalrda ısınmıyor, yazın ise cabuk sogumuyor o nedenle. klima candır.
0
bryan fury
(01.11.10)
cati, pencere yetmez; duvarlar incecik kiremit tugla olduktan sonra boyle olmasi allaan emri. kisaca yapacak bisey yok. uzgunum.
0
freefroglet
(01.11.10)
Çatıdaki mantolama yetmez, o zaten standart prosedür. Duvarlara mantolama yaptırmak gerek.
0
hopi
(01.11.10)
Hay tuğlası parçalansın o zaman arkadaş.
0
🌸dream endless
(01.11.10)
Bursa'da.
0
🌸dream endless
(01.11.10)
(13)

film önerisi

filmhicbitmesin
filmin konusundan, senaryosundan, yönetmenliğinden ziyade filmin ışığına hasta olduğunuz, ışıklandırmanın aydınlatmanın falan iyi olduğu bi film önerisi??
filmin konusundan, senaryosundan, yönetmenliğinden ziyade filmin ışığına hasta olduğunuz, ışıklandırmanın aydınlatmanın falan iyi olduğu bi film önerisi??
0
filmhicbitmesin
(29.10.10)
the book of eli
0
lemmiwinks
(29.10.10)
iyi derken neyi kastettiğini anlamasam da kiewslovski filmlerinin rengine bayılırım ben
0
zahmet
(29.10.10)
yani aslında iyi derken demek istediğim iyi dğil tam anlamıyla böyle dikkatinizi çekmiş, ışığıyla aklınızda kalmış gibi bişey demek istediğim.
0
🌸filmhicbitmesin
(29.10.10)
cashback
the fall
A Single Man
0
sttc
(29.10.10)
(bkz: barry lyndon)
0
tepedeki psychedelic adam
(29.10.10)
blade runner
0
the piano has been drinking
(29.10.10)
jerry bruckheimer/michael bay yapımları
0
weeping guitar
(29.10.10)
0
halitkin
(29.10.10)
sin city... arkadaşın dediği gibi kaç para kaç da iyidir.
0
ruhibirbanyo
(29.10.10)
wong kar wai'nin happy together diye bir filmi var.mekan arjantin,ışık çok çarpıcı ama homofobiksen izleme, iki erkeğin aşk hikayesini anlatıyor çünkü
0
sakli su
(29.10.10)
barry lyndon +1

üstelik filmin tamamı, hikayenin geçtiği dönemin en önemli ışık kaynağı olan mum aydınlatmaları ile çekilmiştir, ve kanımca kubrick'in en başarılı filmlerinden biridir.
0
vercingetorix
(29.10.10)
sağolun gençler elleriniz dert görmesin..
0
🌸filmhicbitmesin
(29.10.10)
Işıksa mesele, şirazkuroculara bakman tavsiye edilebilir. Murnau'dan girilebilir.
0
dream endless
(30.10.10)
(5)

yılmaz özdil hakkında

godlovesugly
(bkz: yılmaz özdil)bu adam hakkında fikirlerinizi almak istedim, bir makale hazırlıyorum bu adam hakkında da.bana kalırsa tamamiyle işine geldiği gibi olayları çeviren ve bağlayan, sadece akp hükümetini cesaretli eleştirdiği için, facebook gibi ortamlarda büyük şakşakçıları olan bir yazar. siyasi fi
(bkz: yılmaz özdil)

bu adam hakkında fikirlerinizi almak istedim, bir makale hazırlıyorum bu adam hakkında da.

bana kalırsa tamamiyle işine geldiği gibi olayları çeviren ve bağlayan, sadece akp hükümetini cesaretli eleştirdiği için, facebook gibi ortamlarda büyük şakşakçıları olan bir yazar.

siyasi fikirlerine gelirsek, bu adamın siyasi fikirlerini acaip merak ediyorum aslında. evet dışardan kemalist/ulusalcı görünüyor. ama bana kalırsa öyle değil. bu adam bana kalırsa bilinçaltında aşırı milliyetçi bir adam olup tamamıyle faşizan bir yapısı var.

yazılarındaki doğruluk payını es geçemeyiz tabi ki. ama bu adamın facebook gibi sosyal ortamlarda yaşını başını almış insanların "yılmaz özdil <3<3" gibi bir şekilde paylaşılması çok komik.

insanı güldürüyor.

fikirlerinizi alabilir miyim bu konuda?
0
godlovesugly
(20.10.10)
kosesindeki yazilari kahve muhabbeti gibi, derinlikten yoksun, sacma sapan. halki iyi taniyor, daha dogrusu hitap edecegi o senin deyisinle kemalist/ulusalci kitleyi iyi taniyor, demagoji-kelime oyunu vs. goturuyor isi. turkiye'deki o "laik-ataturkcu" oldugunu iddia eden kesimden bire farki yok, onlar gibi farkliliklara tahammulsuz, onlar gibi "aslinda solcu gibi biseyiz biz" havasinda. tutulmasinin sebebi ise dedigim gibi 1-kullandigi kahve agzi 2-okuyucuyu gerizekali yerine koymasi (bu ikisi birbirinden ayrilamaz zaten) , yani erman toroglu'nun tutulma nedeniyle ayni.
0
samfisher
(20.10.10)
ne solcu ne de atatürkçü.bal gibi kemalist (inönü kafası) ve de bürokratik faşist(oligarşiye inanan).tayyip e (hiç sevmem) her fırsatta laf sokan ama bürokratlara (asker ve yargı) hiç dokunmayıp hatta onların sırtlarını sıvazlayan yazılar yazar.bildiğiniz amigodur okuyucuları coşturup, bastırılmış ezilmişliklerini hareketlendirir.slogan attırıp rahatlatır.eskiden bu işi emin çölaşan yapardı.hayranları ortada kalmış akp den nefret eden ama ne istediğini de bilmeyen mıymıntılardır.okuyucuları; okumayan düşünmeyen biri anlatsa da olayları anlayım diyen lavuklardır.bildiğiniz tembel, ya memleket kötüye gidiyor bişeyler yapalım deyip hiçbişey yapmayan serseriler okur yazılarını.aman ne makale yazacaksın hakkında vaktine yazık.
0
kanan
(20.10.10)
@divit paylaşılmasında demiyorum, ama hitap kesmi bu kesim onu kast ettim.

@samfisher ve kanan
tamamıyla tahmin ettiğim ve gelecek cevaplar bunlardı. çok teşekkür ederim fikirlerinizi paylaştığınız için.
0
🌸godlovesugly
(20.10.10)
hitap kesimi üzerinden yazar eleştirisi yapılacaksa bu ülkede hiç bir yazarı bir yere koyamayız, çok kör topal bir yaklaşım.
0
dream endless
(20.10.10)
bu arada şunu da belitmeliyim, adamın üslubu ne olursa olsun kendini okutan, dikkat çekici bir üslup. yaratıcılığı şüphe götürmez yani. ama ne bileyim, sammiyetine inanmasam da ahmet altan'ın çok daha kaliteli ve bununla beraber kendini de okutan bir yazım tarzı var. yani basite kaçmadan da akıcı-ilgi çekici yazılar yazılabiliyor. bu açıdan nihat genç'in yazım üslubuna taparım, onun da katılmadığım çok yönü var. ben de kimseyi beğenmiyorum bu arada. :)
0
samfisher
(21.10.10)
(5)

beyler bu fatih terimin gs ye geri dönmesine sözlük tayfası neden karşı?

exodussian
ingilizce bilmiyor diye mi ? cidden sorum lan look at the tabela
ingilizce bilmiyor diye mi ? cidden sorum lan look at the tabela
0
exodussian
(18.10.10)
adam'ın ikinci gelişinde takımı soktuğu durum hala akıllarda. bir de kompleksli bir adam biraz. 2000'li yıllardaki kişiliğinden uzak.
0
eyke
(18.10.10)
neden olabilir sizce ?

(bkz: 6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçı)
0
karabasmayan
(18.10.10)
yo, herkes karşı değil. mesela ben istiyorum. lige renk gelir.

aykut kocaman, şenol hoca ve schuster yeterince sıkıcı, sıradan adamlar değiller mi? şimdi işin teknik gerekliliği geyiğine girmeyelim. gelsin bence. her halükarda elin dandik takımı seni avrupa'dan eleyecekse, varsın terim'le elenelim. basın toplantısında "evri tayym vi hev dı gonttroll" desin.

(bkz: bülent uygun vs fatih terim)
(bkz: yılmaz vural vs fatih terim)
0
0dy
(18.10.10)
her krizde t.d. kovmak yönetimin kurtuluş yolu haline geldi, kovunca suçu üstlerinden atmış oluyorlar. + takımda gruplaşan, yabancı futbolcu dışlamayı geçtim teknik direktör kovdurmaya kadar sapıtan bir güruh varken mourinho gelse ne olur, ferguson gelse ne olur? fatih terim de gerek ikinci dönemindeki fiyasko gerek milli takımla yaşattığı son hüsranla artık eski güveni vermiyor, buna bir de adamın egosunu ekleyin, sonuç ortada.

biz rijkaard ile, dünya çapındaki oyuncular ile, yeni stad ile kulübün çıtası yükselir diye umarken takım içinden 3-4 şerefsiz hocaya sabotaj düzenliyor, sonunda da terim'e kalıyorsak yazık, ali sami yen'in kemikleri sızlıyordur.
0
stephen dedalus
(18.10.10)
Çünkü hepsi yönetimle dirsek temasında olan gayın-sin, aceto, eray sözen falan gibi blogları okuya okuya Rijkaard'ı putlaştırdılar, romantizm başlarını döndürdü. Futbolu futbol olmaktan çıkarıp gusto haline getirmeye çalışan dangalak mantık yüzünden maçları bile izlemeden konuşup duruyorlar. Konuştukça da "sözlük normu" haline geliyor, o norma karşı gelindiğinde seri kötüleniyorsun ya da angutça münakaşalarla uğraşmak durumunda kalıyorsun.

Sözlük'ün her konudaki kalıp yorumlarının bir benzeri işte.
0
dream endless
(18.10.10)
(5)

video montaj

piraziz
orta seviyede bir video montaj programı arıyorum kısa filmler çekebilmek için kullanımı çok zor olmasın ama basit bir program da olmasın:) hem kalitesi hem kullanılabilirliği orta seviye olursa:)
orta seviyede bir video montaj programı arıyorum kısa filmler çekebilmek için kullanımı çok zor olmasın ama basit bir program da olmasın:) hem kalitesi hem kullanılabilirliği orta seviye olursa:)
0
piraziz
(17.10.10)
premiere
0
mcsa
(17.10.10)
windows7de çalışıyor mu bi de kullanımı nasıl teşekkürler bu arada
0
🌸piraziz
(17.10.10)
orta seviye arıyorsan pinnacle video spin kullanabilirsin. direkt windows'un movie maker'ı yetmiyor mu? :\
0
dambil
(17.10.10)
Sony Vegas da iyidir, premiere kadar ağlatmaz alışmak için.
0
dream endless
(18.10.10)
zlatan1937
(09.01.11)
(8)

kedi

dzingis
geçen gün donmak üzere olan bir yavru kedi görüp eve getirmiştim. 4-5 günden beri bizimle yaşıyor. küçük bir odası da var evde ama orada uyumak istemiyor. oraya götürünce sürekli kapıya gelip miyavlıyor. üstümde uyumak istiyor hep. bu gecelik aldım şimdi üstümde uyuyor ama hep böyle olması imkansız
geçen gün donmak üzere olan bir yavru kedi görüp eve getirmiştim. 4-5 günden beri bizimle yaşıyor. küçük bir odası da var evde ama orada uyumak istemiyor. oraya götürünce sürekli kapıya gelip miyavlıyor. üstümde uyumak istiyor hep. bu gecelik aldım şimdi üstümde uyuyor ama hep böyle olması imkansız tabii ki. nasıl alıştırırım oraya bir fikriniz var mı acaba?
0
dzingis
(16.10.10)
yavru mu acaba? öyleyse bir süre yanınıza alın. ama ileride de belirli bir saatte odasına gitmesini beklemeyin. alanını daraltmayın, siz uyanıkken uyumak isteyebilir, siz uyurken uyanabilir, yani belli saatte belli bişiy yaptırmak/yaptırmamak bir kediye uymaz.

biraz birlikte takılıp akabinde odaya minder veya yumuşak bişiyler koyup zamanla oraya takılmasını sağlayabilirsiniz belki. ama sadece odada yaşamasını yahut siz yatınca onun da odaya gidip uyumasını beklememelisiniz.
0
uyuklayankedi
(16.10.10)
hmm anladım. kendisi istediğini yapacak yani ileride bu kedi :) ama zor olacak gibi duruyor çünkü sürekli üstümde uyumak istiyor ve bunu sadece geceleri değil bütün gün istiyor. hiç dolaşmıyor evin içinde sürekli üstümde. o da çok garip geldi bana mesela hiç başka bir şey yapmak istememesi garip mi acaba?

bu arada evet, yavru kedi :)
0
🌸dzingis
(16.10.10)
sıcakça bir havluya saat sarıp, kedinin ona sarılmasını sağladığınızda daha rahat uyuyabildiklerini duymuştum.
0
murqx
(16.10.10)
kendi odanıza alıştırmayın dönüşü olmaz. odasına yatağını kumunu oyuncağını yemeğini koyun, isterse evde dolaşsın ama sizin yatak odanızın kapısı kapalı olsun. kapıyı tırmalasa da miyavlasa da açmayın. gündüzleyin de sırnaşıklığının tadını çıkarın, büyüyünce bu kadar kucağa gelmeyecek büyük ihtimal :)
0
quasiromantic
(16.10.10)
eski bir t-shirt'ini bul, bir gün falan giy onu. sonra o t-shirt'i yatmasını istediğin yere koy. halının bir köşesi ya da varsa sepeti gibi. şu yolluk gibi küçük halılardan fln gibi.oraya gidip uyur.
0
repins
(16.10.10)
Tshirt'le değil en güzel çorapla yapabilirsin onu, hatta azıcık catnip -kedi otu- tıkıştırabilirsen o çoraplara, ona hususi bir yer yapabilirsin. Ancak kedilerin metabolizması farklı, bir kedi asla bir odada tıkılı kalamaz geceleri. Koşup zıplayacak, yaramazlık yapacak, oraları buraları kurcalayacak. Bu hayvanların doğası böyle. O yüzden bir odaya kapatmaktan çok, insanın kendisini bir odaya kapatıp minimum hasarla atlatmaya çalışması daha doğru.
0
dream endless
(16.10.10)
sıcak su torbasını battaniyesinin altına koyabilirsin.Dikkat kaynar su olmasın ve bir kaç kat battaniyenin altında dursun.
Birde koli gibi bişiyin içinde olmayı çok severler belki düzeneği oraya koyabilirsin.
0
siyam kedisi
(16.10.10)
kedi temelli sizde kalacaksa kedi yatağı alabilirsiniz. kalorifer peteğine de tutturulabildiği için kışın sıcak olur, orayı benimser.
0
kayranin kedisi
(16.10.10)
(19)

öncelikle hepinizden özür dileyerek başlıyorum (allieverwanted)

allieverwanted
hayatım gerçekten 8 yaşına kadar güzeldi...burdan sonrasını çok iyi hatırlıyorumhatırladığım bişey var o zamandan,o da hafif turuncu renkte bir 100 000 liraydı.babamdan almıştım..24 kasım 1998 de,bütün aile toplanmış,muhabbet sohbet ediyorlar.ozamanda cep telefonları yen çıkmış..komşumuzun kızı açıl
hayatım gerçekten 8 yaşına kadar güzeldi...burdan sonrasını çok iyi hatırlıyorum
hatırladığım bişey var o zamandan,o da hafif turuncu renkte bir 100 000 liraydı.babamdan almıştım..
24 kasım 1998 de,bütün aile toplanmış,muhabbet sohbet ediyorlar.ozamanda cep telefonları yen çıkmış..komşumuzun kızı açılan cep telefonu dukkanında çalışıyordu.o gece:
saat 22:00 gibi babamın amcası(babam yıllarca annesi ve babası ayrılınca amcasında yaşamış.ben de dede bellemiştim)içeri girdi.hava soğuk..gözlükleri buhar olmuştu odadaki sobanın sıcaklığında..geldiği gibi yüzünde soğuk bir ifade vardı..birşeyler olacaktı belli.
kurduğu tek cümle:"hepimizin başı sağolsun, ı kaybettik"dedi...bütün kapılar kapanmıştı işte orda benim için..
annem gözümün önünde kısmi felç geçirdi....
o gece dedem,beni arabayla kendi evlerine götürdü.fakat ben ölümün ne olduğunu kavrayabilecek yaştaydım..biliyordum ölümün ne olduğunu..en azından öyle düşünüyordum.o gece benim aklımı dağıtmak için binlerce hediyeler,çikolatalar,bilmem neler...babam dolandırılmıştı ve suç üstüne kalmıştı o zaman...bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum edilmişti..ben daha 8 yasındaydım..hatırlarım..27 kasım 1998 de babamın cenazesi kastamnı araç cezaevinden istanbul gaziosmanpaşaya kadar dedem ile birlikte bir tabutta geldi..o gece sokak oldukça kalabalıktı...kalabalık olması beni çok korkutuyordu..
anneannem ben komşular...annem hastaneye kaldırılmıştı..minibüsün kontağı kapandı,motorunun sesi sustu..içerdek şöfor bi sigara yakıp oradan uzaklaştı..dedem benim yanıma grliyordu.anlamıştım beni uzaklaştırmaya çalışacaktı.fakat ben bağıra bağıra oraya gireceğimi söyledim..zoraki ikna oldu.ve minibüsün içine merakla ve heyecanla girdim..anneannem babamın ölüsünün başında dualar okuyor,ağlıyordu..ben babamı ilk o gün uyurken gördüm..ilk o gün yanağında elini gezdirdim..ilk o gün yakından görebildim..anneanneme ne olduğunu sordum..farkına varamıyordum.yada varmak istemiyordum.çünkü öğrenmek istemiyordum.."babam neden kalkmıyor anane,neden gözleri açık değil,gülüyor ama gözlerini açmıyor ,neden anane?anane neden babam susuyor?anane babamın çenesi neden bağlı ?neden susuyoki konuşsa nolcak ?"
bütün sorularımın cevabını ananem tek kelimeyle o artık yaşamıyor diyerek vermişti o gece..ve hayat benim için o anda başlıyormuş bilemedim...
bu olaydan yaklaşık 2 3 ay kadar sonra sınıf öğretmenim beni yatılı okul sınavına soktu..sınavı kazandım ve ızdırap o zaman başladı..annem i göremiyordum..haftasonları anca cumartesi günleri vakit geçirebiliyorduk.pazar okula geri dönüyordum..babamın acısıda içimde gittikçe çoğalıyordu...annem 6 yıl sonra evlendi...
7 yılım böyle sürdü..
7.yılın sonunda okuldan derslerimi vermediğim için atıldım.memlekette genel bi liseye kayıt oldum.mecburen annemin yanında yaşamaya başlayacaktım..annem mutluluğunu bozduğumu düşünüyordu..çünkü onu rahatsız ediyordum..o öyle düşünüyordu..her defasında laf sokuyordu..eve her girdiğimde korkarak,cekinerek giriyordum.bir yabancının evinde yaşıyordum..gecen 7 yıl içinde yaşadığın trajik gülünç ve saçma olaylar...bitmez...4 yıl burada okuyacaktım..
aşık oldum...
öylesine aşık oldum ki ...4.yılın sonunda açılabildim...onu sevdiğimi söyleyebildim sonunda..ilişkimiz mart 2010 da başladı..
ben üniversite kazandım ardından.sevgilim kazanamadı..beraberliğimiz mayısa kadar güzel gidiyordu..ablası ailesine söyleyerek bizim ilişkimizi sarstı..ben sigara içiyordum.kolumda dövmeler vardı.dış görünüşüm,içim gibi değildi.çünkü içimi bir zaman kimseye göstermemeye dair söz vermiştim kendime..sorunlar,sorunlar,sorunlar..beni allak bullak etti.
buraya geldim...oraya gidemez oldum..param yoktu..burda üniversitede bir arkadaşta kalacaktım.kirayı bölüşecektik.bi ay yanında durup sınıftan bi arkadaş bulup başka bi eve çıkacaktım..olmadı...
buraya geldiğimde cebimde 360 370 lira param vardı..bütün yerleri arayıp bir apart buldum sonunda...300 milyon istedi..verdim..iki ay sonra yıkılacak muteahhite verildi dendi..sonra internetten birini buldum..150 lira kira vereceğim bi ev..biraz eski ama yine de başımı sokabileceğim biyer..şimdi bu apartta kalıyorum..bir hafta sonra çıkıp o eve yerleşeceğim..
3 hafta boyunca yemedim..ordan burdan ordan burdan takıldım.nefesim koktu..öksürüklere boğuldum..her gece ağlıyorum.her gece ..her gece..gülmek istiyorum..başarıyorum ama ardından yine düşüncelere kapılıp gidiyorum.acaba hepsi babamın sucumu?annemin mi?benim mi yoksa?.sevgilimden tekmeyi yedim.geri dönüşü olmayacak biliyorum..üzgünüm..ben ne yaptımda sonucu bu oldu diyorum.sanırım çok sevdim.çok değer verdim..2 aydır sol lenf bezim şişiyor..o anda beni ter basıyor.ellerim titriyor,gözüm kararıyor.dizlerim titriyor..merdivenleri çıkamıyorum..ilaç kullanıyorum..gecmezse ne olacak bilmiyorum..
bunları bi onceki başlıklarımda söylemek istiyordum.fakat ağlamaktan göremiyordum hiçbirşeyi..bunları neden yazdım..sanırım sorunlarım var..sanırım rahatsızım.ellerim sürekli titriyor..üşüyorum.aklımdan binlerce sözler,binlerce olaylar,binlerce insanlar gelip geçiyor.para bulabilmek için kanımı satmayı düşündüm.fakat 47 48 kiloyum.herhalde almazlardı..böbreğimi bile satmayı düşündüm..çalışmak istiyorum fakat korkuyorum..ellerim,bacaklarım sürekli titriyor.çay bardağını düşürürüm taşıyamam diye...
boşaltamıyorum ki beynimi...
psikologa gitmek derdimi anlatmak istemiyorum..sonunda bana diyeceği senin gibi milyonlarca insan var,herkesin derdi aynı bilmem ne..param da yok ayrietten o psikologa vereyim.şimdi tek başıma yaşlanıyorum..dün ki tutumun çok kötüydü özür diliyorum hepinizden.belki de ölmeyi hakediyorum bu yaptıklarımdan dolayı...hepinizden af diliyorum..ve hepinize şükrediyorum.bana yol bulmama,beni yonlendirmenizden dolayı..dün gece kullandığım ilaçlardan fazla aldım.ölmeyi denedim..kustum,uyuya kaldım..
şimdi yaşamaya çalışacağım..ama nereye kadar bilemem...
saygılarımla
0
allieverwanted
(14.10.10)
o dövmelerle iş vermezler sana. ne bok yemeye yaptın ki dövme. o kız da seni büyük ihtimal durumunun çok kötü olması yüzünden bırakmıştır. bıkmıştır senden ve sorunlarından.
0
wessago
(14.10.10)
aç yaşamayı bilyoruz abi..bundan sonrada aç yaşarız.bedava ya yaptırmıştım.sevgilimin bu kızın adını yazdırmıştım...evet bıkmıştır.benden ve sorunlarımdan.durumumun kötü olduğundan dolayıda bırakmıştır.
0
🌸allieverwanted
(14.10.10)
okumadım da sana burdan burs bağlayacağını söyleyen arkadaşlar vardı onlar ne oldu? son durum nedir?
0
xenophobe
(14.10.10)
ya kusura bakma çok alakasız olacak ama internete nerden giriyorsun?
0
cagdassalur
(14.10.10)
herkesin hayatında travmalar, çok keskin virajlar, insana nefes bile aldırmayan sorunlar var. dünden bu yana okuduklarımdan sonra aklımda tek bir soru var. neden okuduğunuz okulun öğrenci işlerine, mahalle muhtarına, kaymakamlığa veya valiliğe gitmiyorsunuz? durumunuzu izah ettiğinizde eminim yardım ve destek göreceksiniz.

şayet nete bir cafeden giriyosanız bütün bu mesajları yazmaya ayırdığınız zamanı bu tarz bir çözüme ulaşmak için harcamış olsaydınız, hem bir yerden başlamış olacak hem de emin olun bu kadar insanı dünden bu yana endişelendirmemiş olacaktınız.

kendinize acımak kendinize yapacağınız en büyük kötülüktür. derin bir depresyonda olabilirsiniz ama bu çözüm bulamayacağınız anlamına gelmez. benim emin olamadığım sizin gerçekten çözüm arayıp aramadığınız zira çözümünüz burda olamaz. burda tek yapacağınız biraz ilgi çekmek ve psikolojik olarak biraz rahatlamak olur. reel hayat başka kavramlar/olgular üzerinden devam ediyor. burda zaman harcamaktansa somut bir adım atın.
0
Phoebe
(14.10.10)
nasıl bir zevktir sende ki? kusura bakma ama küçük emrah'tan beri senin gibisini görmedim. burada herkes acaba çocuk bir şey yaptı mı diye fantezi yaparken muhtemelen sen o satırları okuyup keyif yapıyordun.

genç yaşam dalgaya alınmayacak kadar ciddi bir konu. öyle şeyler yazmışsın ki gerçekten yokluğun, çabalamanın anlamını biliyor musun diye merak ediyorum. hayatında dibe vurmuş, çabalayan, tekrar düzlüğe çıkıp ışık görmek için çaba harcayan onlarca adamın bir şekilde şevkini kırdığının farkında mısın? nasıl bir götlüktür ki hayatla, insanlarla bu kadar kolay dalga geçebiliyorsun? hayat bana iyi davranmadı, ama hayata veda etmeden bir sigara bir de ekşi duyuru tripleri de bir o kadar boktan ayrıca?

madem sigara alacak paran var git karnını doyur, eskişehir'de 3 çeşit yemeğin 3-4 lira olduğu onlarca yer var. bilgisayar başına düzenli olarak ta oturuyorsun bakıyorum. bunun da belli bir maliyeti var. şimdi bunlar içinde çeşitli laf kalabalığı yapıp kendini savunursun muhakkak. ama olmuyor.

gerçekten durumu boktan olan ve bir umut uğruna hayatından çok şey veren adamların şevkini kırma. götlük yapma!

not: dibe vurma edebiyatını düzlüğe çık gel o zaman konuşalım.
0
pisekar
(14.10.10)
intiharın, -cinayetle beraber- bi insanın yapabileceği en aptalca şey olduğunu belirterek başlayayım.

"dün gece kullandığım ilaçlardan fazla aldım.ölmeyi denedim..kustum,uyuya kaldım.."

bi kere ölmeyi kafasına koyan insan hapla mapla uğraşmaz ölür. eğer "denemek"se yaptığın, ölmek falan istemiyorsun demektir. neyse konum bu değil.

iki ihtimal var.

1. kitap yazıyorsun ve hikayenden kesitler kullanıp insanlardaki tepkileri deniyorsun.
2. duygusal sazan avındasın.

daha kötü durumda olduğuna şahit olduğum biçok insanın intiharı aklına bile getirmeyeceği şeyleri yaşadığını o "parasızlıkta ve çaresizlikte" internete girip anlatman başka ihtimal getirmedi aklıma.

şimdi herkes gibi ölebilirsin.
0
click here to see her naked
(14.10.10)
kesinlikle duygusal sazan avı. dünkü duyuruyu okuduğumda da bsg diyip geçmiştim, şimdi de öyle diyorum. bsg
0
winstoncash
(14.10.10)
zaten daha önce başka yere yazılmış da sonradan buraya kopyalanmış gibi duruyor. adam da duyuruyu yazıp kaçtı herhalde ses yok.
0
cagdassalur
(14.10.10)
olum rahatsız mısınız siz? size zararı olan bir durum mu var ben anlamadım ki neyi çözmeye çalışıyosunuz? hadi hepsi yalan diyelim okudunuz da yoruldunuz mu? çeşit çeşit insan türemiş lan ne bu. prim mi yapıyosunuz ne yapıyosunuz aklınızca. "ben yemedim hacıı bi siktir git dediydim zaten herkes mal burdaki". ne yarım akıllılar var ya. şunu diyebilmek için fırça kayıyosunuz intihar ettim diyen adama. sırf bir gün yalan çıkarsa bu demiştim ben diyebilmek için saçma saçma tavır takınmayın ne olur ya..
tey alllaam
0
kaboom
(14.10.10)
Bu kadar sert konuşursanız tabi ki ses olmaz. Ne olursa olsun zor durumda. Yol göstermek yerine dalga geçenlere bsg..
0
Kat
(14.10.10)
@kaboom & kat: yarım akıllı yeni türeyen ruh hastalarıyız biz. tanımadığımız bilmediğimiz biri bi duyuru sayfasına saçmasapan bişeyler yazdı ve biz hemen inandık, ciddiye aldık. etrafımızda onlarca durumununun bu adamın anlattığından daha kötü olduğunu bilip, isteyip de yeteri kadar yardım edemediğimiz insan varken gittik bu kim olduğunu ve doğru söyleyip söylemediğini bilmediğimiz insana yardım etmeye karar verdik. bu insanın neden hiçbir kişi veya kurumla irtibata geçmeyip sefillik içerisinde olduğu halde internete girmesini, sigara içmesini hiç merak etmedik, şaşırmadık. kendisine yalancı diyenleri prim yapmaya çalışmakla suçladık çünkü biz safın önde gideniyiz.

bu sitede prim yapmak? eğer bu dediğinde ciddiysen gerçekten çok komik biri olmalısın. tanışalım mı?
0
click here to see her naked
(14.10.10)
click here to see her naked, sen de eğer bu şekilde düşünüyorsan yalnızca tanıdığın insanların duyurularına cevap vermeyi sorunlarına yardımcı olmayı dene paranoyalarınla tanımadığın duyuru sahiplerinin de duyarlı insanların da sinirini bozmamış olursun.
0
Kat
(14.10.10)
@click here to see her naked
bu dediğinden sonra isviçredeki bankalarıma yolladığım para transferi talimatını geri çekiyorum. tanıdıklara dağıtıcam. utandım kendimden sayende. yarım akıllı demiştim ya; yanlış demişim.
0
kaboom
(14.10.10)
ben de bu çocuğun yazdıklarının yalan olmadığına ortada bi oyun olmadığına inanıyorum. ilk duyurudan beri yapılan konuşmalar aradan geçen süre ve eklenen şeyler gayet mantıklı ve olabilir.

anlatım tarzı ajitasyondan çok içini dökmek derdini paylaşmak gibi.

insanları bu kadar sert eleştirmeden önce bi defa daha düşünmek lazım.
0
orpheus
(15.10.10)
Bildiğim kadarıyla kimse bu arkadaşa para vermedi, ev vermedi, kızıyla evlendirmedi. allieverwanted yalan söylüyor dahi olsa, burada herkesi maymun dahi ediyor olsa ortada bir problemi olduğu gerçeği var. O bu problemi buraya yazarak, ama artık yaşamak istemiyorum diyerek, ama günlerdir yemek yemediğini söyleyerek paylaşıyor. Demek ki bu onu rahatlatıyor. Bir düşünün, eğer söyledikleri gerçekse bu adam kız arkadaşıyla belli ki iletişim kuramamış, annesi ve üvey babası kendisini dinlememiş, psikoloğa gidecek parası yok. Ya da hepsinin yanlış olduğunu, bu adamın bizi troll'leyen bir ruh hastası olduğunu düşünelim ki bu da diğer senaryo kadar üzücü bir durum kendisi için eğer buraya gelip böyle bir simülasyon yaratıyorsa.

Her halükarda bu adam buraya yazarak rahatlıyor, mutlu oluyor. Bırakın yazsın. İnanmıyorsanız, çok akıllı olduğunuzu ve adamın açığını yakaladığınızı düşünüyorsanız fikrinizi kendinize saklayın ve cevap vermeyin. Çünkü anlattıkları gerçek de olsa, yalan da olsa bu tavrınızla yardıma muhtaç olduğu tartışma götürmez bir adama yardımdan çok zarar veriyorsunuz. Karşılığında da kimse size İnternet Polisi ünvanı vermiyor, üstün zekanızla yakaladığınız böyle açıklarla terfi almıyorsunuz.

allieverwanted; burada sana yardımcı olabileceğini söyleyen insanlar oldu. Burs olsun, iş olsun senin söylediğin sorunları büyük ölçüde yok edebilecek olanaklar var. Bu insanların yardım elini geri çevirme, kendine bir iyilik yap ve bu sorunlarını bir an önce çözmeye odaklan. Çünkü anladığım kadarıyla kısırdöngü içinde eriyip gidiyorsun, böyle oldukça daha çok sorunla yüzleşiyorsun. Para sorununu halletsen, yeme içme problemini barınma problemini büyük ölçüde aşacak ve rahatlayacaksın. Olumsuz düşünmeyecek, geceleri daha az uykudan uyanacak ve olaylara daha doğru açıdan bakabileceksin. Kız arkadaşınla aranı düzeltebilecek adımlar atabilirsin bu şekilde, annen de onun sırtına daha az yük olduğunu düşünerek daha insani bir şekilde yaklaşabilir sana.

Hayatta çok kötü şeyler yaşayan insanlar var, bunları sadece kendi gibi olanlar anlayabiliyor. Bu tip şeyleri televizyon dizilerinde duyup tek problemi iphone 4 için para biriktirmek olanların anlaması zor. Ama her şey nihayetinde çözülüyor. Buna inanınca gerisi pek de zor değil.
0
dream endless
(15.10.10)
yaa ne kadar çok duyarlı adam var şu duyuru da, gözlerim yaşarıyor anasını satayım. eminim ki bu insanlar sokakta gördükleri her tinercinin karnını doyurur, her sokak çocuğunun alıp baştan aşağı giydiriyordur.

zaten ben ve benim gibi düşünen bir kaç erol taş hamuruyla yoğrulmuş arkadaş, duygusuz malız. bir tek siz duygu sahibisiniz. bir siktirip gidin lan, boktan bir mevzu hakkında prim yapmaya kalkmayın. neyin derdindesiniz?

ayrıca emin olun popüler olmak gibi bir derdimiz olsaydı sizin gibi davranır ah canım benim söyle hadi neyin var, içim parçalandı iki gündür sana ağlamaktan iş yapamıyorum derdik. bi siktirip gitmek mi? evet yaa ben şimdi bi siktirip gidiyorum, daha eziklenecek onlarca yardıma muhtaç insan var etrafta.
0
pisekar
(15.10.10)
yorumların tamamını okumadım ama bir inanmazlık var sanırım. sadece o kısmı açacağım.


aldığım eğitim dolayısıyla yazılan metni incelediğimde yalan söylenmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
0
anlam
(15.10.10)
cok biliyor herkes, cunku burda kimse eminim son parasini sigaraya vermemistir hic, veya baska seylere daha cok ihtiyaci varken ilk isi internetten uzeklasmak bilgisayarini satmak falan olmustur.
adamin korkunc bir hayati var, cok mutsuz, benim de oyle bi durumda cebimde 10 lira param olsa gidip sigaraya verebilirim. veya gidip en yakin kopruden asagi atliycagima, insanlarla iletisim kurabilecegim yerlerden biri olan internete girmeyi tercih edebilirim.
beri yandan universite 1. sinif ogrencisiyse o, daha cocuk sayilir, hersey karsisinda super olgun davranmasini bekleyemez kimse. olmek isteyip ilac da icebilir, gercekten olmekten korkup daha kotusunu yapmayabilir de. kimseyi de ilgilendirmez.
kendi adima konusmak gerekirse ben anlattigi her seye inaniyorum, bi sekilde bi cikar yol, burs is herneyse artik bulup kendini kurtaracagina da inaniyorum.
sizden yardim isteyen bi insana inanmiyorsaniz cenenizi yorup ustune gitmenize gerek yok.
ha bir de dovmeyle is bulmanin hic bi alakasi yok. benim de kocaman dovmem var, bilegimde ustelik, gayet mis gibi de isim var.
all i ever wanted, moral bozucu cevaplara aldiris etme, evet hayir sorusu sorup da sadece kendi arzu ettigi cevabi verenleri tikleyenler gibi davran :)
0
tryit
(15.10.10)
(4)

Londra'da Türk Restaurantı

lamazigogo
Sevgili Londralılar,Bir süredir doktora eğitimi sebebiyle İngiltere'deyim. Buradaki arkadaşlar tanıdıklar Türk yemekleri yiyebilecekleri bir yer soruyorlar Londra'da. Ben Londra'da yaşamadığım için bilemiyorum, zaten yeni geldim sayılır. Menüsü kebapla dönerle sınırlı olmayan, çorbasından zeytinyağl
Sevgili Londralılar,

Bir süredir doktora eğitimi sebebiyle İngiltere'deyim. Buradaki arkadaşlar tanıdıklar Türk yemekleri yiyebilecekleri bir yer soruyorlar Londra'da. Ben Londra'da yaşamadığım için bilemiyorum, zaten yeni geldim sayılır. Menüsü kebapla dönerle sınırlı olmayan, çorbasından zeytinyağlısına talısından tuzlusuna eli yüzü düzgün bir Türk restaurantı var mıdır Londra'da tavsiye edebileceğiniz? İnternetten baktım biraz fakat deneyimi olanların fikrine danışayım dedim.

Teşekkürler şimdiden
0
lamazigogo
(13.10.10)
www.sofra.co.uk

Haringey'de daha makul fiyatlara da türk yemekleri bulabilirsiniz.
0
eksi daglarinin aslani
(13.10.10)
Divan var. Misafir ağırlanacak kalitede.
www.restaurant-guide.com
0
dream endless
(13.10.10)
luin 41
(14.10.10)
Efes 2 Great titchfield street W1
0
MasterMind
(29.06.11)
(1)

Sezeryanla doğuran ve kısırlaştırılan kedimin sütü kesilirmi

ninonino
Kedimin sütü kesilirmi şuan emziriyor ama bilmiyorum ?
Kedimin sütü kesilirmi şuan emziriyor ama bilmiyorum ?
0
ninonino
(09.10.10)
Yavru meme emmeye devam ettiği sürece annenin vücudu süt üretir. Yalnız beslenmesine dikkat etsin anne, tavuklu yemekler yapılmasını öneririm.
0
dream endless
(10.10.10)
(6)

Steakhouse Burger'daki Soğanlar.

dream endless
Onion ring değil bunlar, daha böyle dolgun, texture'lı, kalıplı babacan bir şey. Belli ki bunu özel bir sosa yatırıyorlar, sonra kızartıyorlar, yiyorsun. Google'lıyorum aylardır bulamıyorum. Burger King'dekiler de söylemiyor, sadece 3 kişi biliyor onların ikisi de aynı uçağa binmiyor, birinin akibet
Onion ring değil bunlar, daha böyle dolgun, texture'lı, kalıplı babacan bir şey. Belli ki bunu özel bir sosa yatırıyorlar, sonra kızartıyorlar, yiyorsun. Google'lıyorum aylardır bulamıyorum. Burger King'dekiler de söylemiyor, sadece 3 kişi biliyor onların ikisi de aynı uçağa binmiyor, birinin akibeti hakkında bilgimiz yok diyollar. Belki o üç kişiden biri sensindir?
0
dream endless
(07.10.10)
kurutulduktan sonra kızartılmışa benziyor bu soğanlar.
0
ceo
(07.10.10)
Muhakkak kurutulmuştur zaten ama bir sosu var. Kalamara benziyor biraz, ısırdığın zaman soğanın üst tarafında o sosun yarattığı kalın bölge belli oluyor.

O sos önemli, o sosun sırrına vakıf olmak lazım.
0
🌸dream endless
(07.10.10)
olm vıcık vıcık pis bir şey o. bence önemli bir sır öğrenilecekse bu olmamalı, hayır olmamalı, olamaz. nırhh
0
bir zamanlar cocuktum
(07.10.10)
karamelize soğan diyorlar buna. karamelize ise, şeker vardır kesin...

edit: şeker yokmuş, o soğanın açığa çıkan kendi şekeriymiş: "
dilimlenmis soganin zeytinyagiyla yavasca kahverengilesene kadar pisirilmis haline verilen ad. zeytinyagi biraz tereyagiyla da desteklenebilir. soganin icindeki seker aciga cikarak karamellesir, ve sonucta tatli bir tadi olur. sandviclerde, sebze ya da et yemeklerinin yaninda sos olarak super olur."
0
vejeteryan vampir
(07.10.10)
O karamelizeler yine çiğe benziyor ya, texture'lı değil, katmansız gibi.
Bunu yatırdıkları sos daha bir farklı sanki.
0
🌸dream endless
(07.10.10)
ben amerikada burger kingte calistim uzunca bi sure. Bunlarin adina crispy onions deniyordu. Onion ring ile ayni sey degil ancak bunlar bittiginde onion ring koyuyorduk icine. Kisacasi bunlar CRISPY ONIONS.
0
PoscheN
(07.10.10)
(8)

Müzik Dinlerken 5.1 Sıkıntısı Çekiyorum.

dream endless
Driver'larımda bir problem yok, speaker configuration ile test ettiğimde gayet rear speaker'lardan ses geliyor, ancak Winamp olsun Aimp2 olsun, KMPlayer olsun bir türlü ses gelmiyor rear'lardan. Come home, see this, what do?
Driver'larımda bir problem yok, speaker configuration ile test ettiğimde gayet rear speaker'lardan ses geliyor, ancak Winamp olsun Aimp2 olsun, KMPlayer olsun bir türlü ses gelmiyor rear'lardan. Come home, see this, what do?
0
dream endless
(03.10.10)
kaynak dosya 5.1 mı peki ?
0
bryan fury
(03.10.10)
Tabii ki. Birden fazla dosya da denedim.
Driver'lar up to date. Player'lar son sürüm. Ve output'larda da driver seçili, surround seçenekleri enabled.
0
🌸dream endless
(03.10.10)
yo onu demedım, muzık dosyası 5.1 mı, mp3 mu flac mı audio mu.
0
bryan fury
(03.10.10)
Ben de onu söylemeye çalışıyordum :)
mp3'le, flac'la, ogg'le denedim, hepsi aynı.

Diğer info cevap niteliğinde değil, sorulursa bilinsin kabilindendi.
0
🌸dream endless
(03.10.10)
hea peki, dts yazan bişi cekip denesene. ya da hd bir filmde.
0
bryan fury
(03.10.10)
5.1 mp3 dosyası var mı?
hiç duymadıydım. ac3, dts olsa neyse diyeceğim.
0
sutlu nescafe
(03.10.10)
iste mp3 de yok. dts fln oncın dedimdi.
0
bryan fury
(03.10.10)
windows 7 için söylüyorum.

Denetim Masası > Ses > Hoparlör (yada aygıtın ne ise ) > Özellikler > Geliştirmeler > Lİsteden de HOPARLÖR DOLDURMA seçmen gerek.

o zaman bütün hoparlörlerden ses alırsın. bişeyciğin kalmaz.
0
jadle
(04.10.10)
(2)

ingilizce - acil

turkish tekila
you talk of sacrifice.. i know the meaning of sacrifice.ilk cümleden bir türlü emin olamadım da (ancak birebir başka bir yerden almıştım)herhangi bir gramer hatası, eksiklik vs var mıdır?
you talk of sacrifice.. i know the meaning of sacrifice.

ilk cümleden bir türlü emin olamadım da (ancak birebir başka bir yerden almıştım)
herhangi bir gramer hatası, eksiklik vs var mıdır?
0
turkish tekila
(15.12.09)
bana normal gibi geldi.
0
gonion
(15.12.09)
Bu propaganda afislerinden biri. O yuzden newspaper grammar dedikleri nane uzerinden degerlendirildiginde normal. Talk of genellikle bu anlamda kullanilan bir kalip degil yoksa, ikinci cumle de her turlu legal, gideri var.
0
dream endless
(15.12.09)
(3)

diş kalıbı çıkarılırken kullanılan sarı malzeme

osuruklu
merhaba arkadaslar.90 veya 91 yilinda disciye gitmistim, orada disimin kalibini cikartmak icin boyle sarimsi bi hamur kullanmislardi. o hamur bekledigi zaman tas gibi sertlesirdi. mukemmel bir kokusu vardi. boyle kokulu ari maya silgileri gibi kokuyordu. bilen eden var mi acaba?
merhaba arkadaslar.

90 veya 91 yilinda disciye gitmistim, orada disimin kalibini cikartmak icin boyle sarimsi bi hamur kullanmislardi. o hamur bekledigi zaman tas gibi sertlesirdi. mukemmel bir kokusu vardi. boyle kokulu ari maya silgileri gibi kokuyordu. bilen eden var mi acaba?
0
osuruklu
(18.09.09)
(bkz: balmumu)
0
bam bam tusa
(18.09.09)
balmumu değil aljinattır o.dental malzeme satan yerlerde olur, 8 milyon kadar poseti.değişik kokuda olanları var
0
keah
(18.09.09)
Bunu ekmege surup yerim ben, acimam.
0
dream endless
(19.09.09)
(5)

Yiğit Özgür ve Alpay Erdem hakkında

Rodin
Yahu penguende alpay erdem uykusuzda yiğit özgür kaç haftadır yazmıyorlar bu insanlara ne oldu??
Yahu penguende alpay erdem uykusuzda yiğit özgür kaç haftadır yazmıyorlar bu insanlara ne oldu??
0
Rodin
(06.08.09)
alpay erdem ayrıldı penguenden ama yiğit özgür'ü bilmiyorum.
0
dragon1653
(06.08.09)
Neden belirtti mi acaba??
0
🌸Rodin
(06.08.09)
25 Haziran Perşembe
Sayı 2009/26 No: 065
"Sevgili okurlar,değerli arkadaşlar..
ben biraz yoruldum.birkaç hafta ara veriyorum.döndüğümde kaldığım yerden devam
edeceğim.gözlerinizden öperim,görüşmek üzere...
yiğit


aynen yazdım :))
0
zozjotejmnk
(06.08.09)
Alpay Erdem Cici'yi kurdu.
0
dream endless
(06.08.09)
beraber kaçıp evlenmişler diye duydum.
0
cnonefb
(06.08.09)
(34)

[spoiler] What is the Matrix lan!?!

gholeman
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki d
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.

bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?
ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki de. yok ama animatrix te robotlar vardı.

herneyse. en anlamadığım konuysa neo nun 6. seçilmiş kişi olması. nasıl olmuş da olmuş.

morpheus 2199 civarında olduklarını söylemişti. acaba 2700 lerde olabilirler mi?
herşey silinmiş sanki. zion yok edilmiş. hatta mimarın dediğine göre 6 erkek 14 dişi gibi bi rakamla tekrar üremişler. tekrar tekrar.

mimarla konuşma sahnesini de tam anlamadım. arkadaki görüntüler önceki seçilmişler miydi yoksa neo nun paralel evrenleri mi?

tamam mimarı anladım. ama en sondaki baby face robot neydi öyle? robot kral mı?

beyaz ikizler ne ayaktı?

merovigian ın korumaları hani şu çok eski bi matrix versiyonundan olanlar. vampir miydi onlar? gümüş kurşunla mıhladı kadın.

daha sorum vardı ama hatırlayamıyorum. beni aydınlatın lütfen. adamlar ne film yapmışlar ama beh.
0
gholeman
(28.07.09)
Mimar matrix'i dizayn eden arkadaş. Aynı zamanda zion'daki insanları da kontrol eden programı yazan eleman. Program içinde program gibi düşün. Matrix içinde matrix.

Kahin ise ilk matrix'den gelen başka bir program. Somut bir işlevi yok, sadece seçilmişe yön gösteriyor.

Bundan önce 5 kere zion yıkıldı ve savaş kaybedildi, seçilmiş kişi ise peşine taktığı insanlarla matrix'ler yeniden yapılandırılınca yeniden insanlar kurtarmaya başladılar. Aynı senaryo 5 kere tekrarlandı.

Arkadaki görüntüler Neo'nun beyninden geçen düşünceler.

Babyface ilk yapay zeka o. Kendi zekasından sonra programlar yazıp matrix'e yönlendiriyor.

İkizler mero'nun korumaları.

Evet o korumalar vampirdi. Şimdiki dünyaya ait değiller o yüzden de insan arasına salınmıyorlar. Ama silinmeye de kıyılamamış, öyle koruma koruma takılıyorlar.

Daha soru varsa alayım :)
0
ataturkiye
(28.07.09)
nası yani ya!

zion da gerçek değil mi yani? zion daki insanları kontrol eden program ne?

o zaman neo nun matrix te değilken sentinelleri eliyle durdurması öyle oldu?

ikizler de vampirler gibi bi program heralde.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
Zion da yalan hacım. O da kontrol altında. O da matrix. Yeniden yıkılıp yeniden inşa ediliyor. Neo'nun özel güçleri var vs. Matrix'den farkı yok ki?

İkizler de program. O şarap içip Monica'yı hüpleten eleman da program.
0
ataturkiye
(28.07.09)
son olarak şunu diyeyim. son sahne kahin ve mimar güneş batarken muhabbet ediyorlar.

mimar isteyen çıkıcak ben insan mıyım diyor. nerden nereye çıkıcak. soğan gibi katman katman vallahi.

bir de zion da matrix ise böyle bir program yazmadaki amaç ne? direniş oluşturmuşlar resmen. direnen adam daha mı çok elektrik üretiyor yani?

o zaman o babyface da asıl yapayzekanın zion gerçekliğindeki görüntüsü o zaman. oyh oyh iyice karıştı. neyse ben biraz matrix revelotuions başlığını karıştırayım.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
Aynen öyle. Soğan hesabı. Ben mesela şu an en üst katmandan yazıyorum. Mimar benim :)

Amaç yok valla. Oyun gibi simülasyon izliyor mimar. E tanrı da öyle değil mi zaten? Hayatın anlamı mı var? Puşt yukardan izleyip gülüyor bize.

Yapay zeka gerçek dünyadaki yapay zeka. Onun bir yansıma olduğunu sanmıyorum. Belki de gerçek dünyaya uygun yazılan bir programdır?
0
ataturkiye
(28.07.09)
mimar'ın odasında gördüğünüz neo versiyonları sadece olasılık. ama neo o olasılıklardan sadece birini yaşıyor. diğer olasılıkları da yapma ihtimali vardı ama yapmadı.

benim bildiğim zion matrix'in içerisinde değil. matrix içerisinde seçilen kişinin güçleri matrix'in dışına taşıyor bildiğim kadarıyla. yani seçilmiş kişi matrix'le sınırlı kalmıyor, gerçek dünyada da matrix ile ilintili şeyleri kontrol edebiliyor. yanlış biliyorsam düzeltiniz.

bu olayların dünya takvimiyle hangi tarihte gerçekleştiği tam olarak bilinmiyor. tek bilinen bundan önce zion 5 defa kuruldu, yok edildi ve yeniden kuruldu. seçilmiş kişinin asıl görevi zion'u kurtarmak değil, yıkılan zion'un yerine belirli sayıda kişiler seçerek yeni bir zion kurmak. zion'u kurtarmayı başaran ilk seçilmiş ise neo oldu.

şimdi diyeceksin zion neden yeniden kuruluyor ki? makineler bunu niye istesin? sorun şu ki matrix kusursuz değil. gerçek dünya olmadığı için kusursuz olamaz da. bu yüzden sistemi reddedenler illa ki çıkıyor. ve hem makineler için hem sistemi reddedenler için en iyi yol "kur, yok et, yeniden kur" sistemi olmuş.
0
cro magnon
(28.07.09)
oha! zion da mı sahteydi? O_o baştan izleyeyim şunları ya... Ben bi cacık anlamamışım o zaman.

Edit: Üstteki cevaptan sonra yine kafam karıştı.
0
tcp0203
(28.07.09)
zion sahte değil. o sadece bir teori. ama filmde buna dair birşey yok. zion programa direniş gösteren insanların yaşadığı ve belli büyüklüğe gelene kadar müsamaha gösterilen, zamanı gelince yok edilen şehirdir.
0
cro magnon
(28.07.09)
matrix denen programın 0 1 leriyle oynayan adam uçan zıplayan bombalayan robotların 0 1 leriyle oynayabilir mantığı getirebiliriz neo'nun gerçek(?) dünyada robotları patlatmasına.
değil mi?
0
natnan
(28.07.09)
seride söylenen şuna benzer birşey idi efenim, buradan çıkarım yapınız:

seçilmiş kişinin kudreti matrix'i aşar. dışına da taşar.

nerede olduğunu hatırlamam için yeniden izlemem gerek ama hatırlayan başka birileri vardır diye umuyorum.
0
cro magnon
(28.07.09)
evet zion gayet gerçek sanırım. belki de yoruma bırakılmıştır.

mimar neo ya seçilmiş kişinin güçleri matrixten taşar gibi bişi diodu. güçler geri aktı yani matrix ten.

ve evet denge için. her şeyin poizitifi ve negatifi vardır olayı. hatta ilk mükemmel dünyadaki herkesin ölmesi de bundan. zion var ki bazı insanlar (hacker sanrım çoğu) anlasın matrix in varlığını. direniş olsun.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
neo'nun güçlerinin gerçek dünyaya taşınmasının mantığını şöyle kurdum ben naçizane:

şimdi matrix'te bir hasar aldığımız zaman gerçek hayatta da beynimiz bunu gerçek yapıyor, değil mi? hatta dış görünüşümüz de saçımız hariç gerçek dünyada da aynı. buradan şu çıkarımı yapmaya çalışıyorum, matrix içerisinde özel güçler edinen biri, atıyorum beyninde filan özel bir bölüm oluşan birisi aynı özelliği gerçek hayata taşıyabilir. diye düşünüyorum yoksa itirazın mı var?

edit: ve bir de şu var, neo kör olduğunda hiçbir yeri göremiyor normalde. ama makineleri görebiliyor. hissediyor. yani matrix ile bir bağlantısı olan herşeyi hissedebiliyor olabilir. ajan smith'i de hissetmişti mesela.
0
cro magnon
(28.07.09)
matriz mimarın yazdıgı program. içinde zion da var. zion robotların enerji uretmek icin insanları bagladıkları programın dısı sadece. anımatrix de savastan sonraki kısım yanı.
0
bryan fury
(28.07.09)
neo nun guclerının zion da da olması ya da kısıtlı olmsaı da hala mimar ın koduna baglı kalmasından.

robotların yazdıgı proram vm ile matrix e proram kurmak oluyor bi nevi.
0
bryan fury
(28.07.09)
demek ki biz hiçbir şey bilmiyormuşuz lan. vay anasını sayın seyirciler.

şimdi zion da matrix'e dahil mi oluyor? o zaman makinelerin kontrolünden kurtulabilen hiç mi yok?
0
cro magnon
(28.07.09)
şöyle bi yazı vardı maille gelen:

Aşağıdaki yazı yabancı bir forumdan alınmıştır. Bence şu ana kadarki en
başarılı açıklama:

Neo bir tür makine... Genetik olarak geliştirilmiş bir insan ve makine
olarak programlanmış bir zihin (büyük olasılıkla "One" kalıp programı
üzerine kurulu olarak). Bunun içindir ki Revo'nun sonunda vücudu
götürülürken {?} turuncu ışık olarak görünüyordu. Turuncu ışık,
makinelerin
birbirlerini görme şekilleri, ve dolayısıyla Neo'yu da görüş şekilleri.
Ayrıca Neo'nun, Bane'in içindeki Smith'i görüş şekli de böyle... Neo,
Bane'in zihni içindeki Smith'in makine programını görüyor ve bu yüzden
gördüğü de Smith şeklinde bir turuncu ışık.

Ama Neo'nun makine olması için tek sebep bu turuncu ışık meselesi
değil.
Üçleme boyunca başka ipuçları da veriliyor, örneğin: "Sinirsel kinetik
seviyesi normalin çok üstünde" , "Tam bir makine", "Senden önceki beş
selefin dizayn olarak benzer şekilde yapılandırılmıştı" v.b.

Peki madem Neo bir makine, o zaman neden yaratıldı (her makinenin bir
amacı
olmalı)? Kahin ve Mimar tarafından "One" olması için yaratıldı. Mimarın
ona
açıkladığı gibi : "Senin yaşamın Matrix programının içinde varolan
dengesiz
bir denklemin arta kalan artıkları... Beş selefin bezer yapıda dizayn
edilmişlerdi, türünün geri kalanına bağlı olmanı sağlayan ve "One" ın
işlevini belirleyen bir onay... "One" ın görevi kaynağa dönmek ve
taşıdığı
kodun geçici yayılışı ile ana programı yüklemek."

Tercüme etmek gerekirse, Mimar Neo'ya onun, kurtulan insanlar için dini
bir
figür olması için dizayn edildiğini söylüyor, böylece umutlarını ona
bağlayıp yanında olacaklar ("...artıkların toplamı... ") Bu sayede
insanlar
bütün dikkatlerini savaş yerine Neo'ya verecekler ve topluca tek bir
mekanda
(Zion) bulunacaklar (ki bu amaç için makineler tarafından inşa edilmiş
bir
şehir Zion). Neo gerçek hayat içinde bir kontrol şekli.

Neo'nun, Kahin ve Mimar'ın planlarında kendi üstüne düşeni yapmasını
garanti
etmek için makineler onu "...türünün geri kalanına bağlı olmasını
sağlayan"
şekilde yarattılar. Bununla beraber ileri düzey yetenekleri ve Kahin'in
yol
göstericiliği onu görevinde tutuyor.

Mimar ayrıca diyor ki: " One" ın görevi kaynağa dönmek ve taşıdığı
kodun
geçici yayılışı ile ana programı yüklemek." Bunun manası şu: Neo'nun
zihnindeki "One" programı Matrix içindeki en önemli (baş) program.
Artık
görevi de (amacı da) bittiği için silinmek üzere kaynağa dönmeli (her
makinenin bir amacı olmalı). "...geçici yayılma..." cümlesi, "One"
programının bir sonraki Matrix sürümünde de kullanılacağı anlamına
geliyor.
Neo'nun soldaki kapıyı seçmesinin Matrix'i neden yokettiğinin cevabı da
burada yatıyor çünkü Matrix içinde sadece bir tane "One" olabilir.
Neo,
Matrix'in içinde kalarak onun yeniden yüklenmesini engelliyor çünkü
gelecek
sürüm için gereken yeni bir "One" olmadan yeniden yükleme işlemi bir
işe
yaramaz. (Programcılık terimleriyle söylemek gerekirse Neo, "en
öncelikli
iş" ve Matrix programının ana flamasını (semaforunu) bırakmıyor)
{burayı
kesin yanlış çevirmişimdir, programcılıkta buna ne denir bilmiyorum
çünkü }

Tamam, demek ki "One", geliştirilmiş bir genetiğe, yapıya ve makine
programlı bir zihne sahip bir insan ve Kahin'le Mimar tarafından her
Matrix
sürümü için belli bir amaçla yaratılmış ( Matrix içinde ve dışında
kontrol )
Şimdi "One" ın üçlemenin hikayesi içindeki asıl yerine bakalım.

Açıklandığı gibi, Matrix, Mimar tarafından, insanlarla savaşın sonunda
kontrol ve enerji kaynağı amaçlı olarak yaratıldı (inanması zor
biliyorum).
İlk Matrix"... doğal olarak kusursuzdu, sanat eseriydi, haşmetliydi...
ikincisi tekrar dizayn edildi... doğanızın garipliklerini
yansıtabilmesi
için." Basitçe cennet ve cehennem. İki durumda da insanlara Matrix'in
gerçekliğine inanmayı isteyip istemediklerine dair bilinçli bir seçim
hakkı
verilmedi. Bu yüzden insanların çoğunluk bir kısmı programı reddetti
ve
öldüler ("...bütün hasadı kaybettik...")

Bu sorunu çözmek için Kahin yaratıldı ve doğru bir tahminle insanların
bir
seçim verilme ihtiyacında olduklarını gördü. "Cevap, hissi bir program
tarafından bulundu, insan psikolojisini daha iyi anlamak için
yaratılmış bir
program... bulduğu çözümü deneklerin 99.9% si bilinçsiz bir durumda
bile
olsalar, seçim şansı verildiğinde kabul ettiler."
Böylece insanlar bir seçim şansı verilince, bilinçsiz durumda olsalar
dahi,
ki sadece 0.1% herşeyin farkında, Matrix'i kabul ettiler.

Makineler için kötü olarak bu 0.1%'lik kesimin büyük çoğunluğu gerçek
dünyayı Matrix'e tercih ettiler. "bu cevap işe yarasa da doğuştan
hatalıydı
ve sürekli hatayı oluşturuyordu ve eğer kontrol edilmezse sistemi
tehdit
edebilirdi. Bu yüzden programı reddedenler bir felaket olasılığını
oluşturuyorlardı."
Makineler bu yüzden bu 0.1% i de kontrol edebilmek amacıyla Zion ve
"One" ı
yarattılar.

Daha önce de açıklandığı gibi, Zion insanların tek bir mekanda
toplanmaları
amacıyla kuruldu ve "One" ın amacı da dinsel bir figür olup insanların
yenilenmiş savaşa odaklanmalarını engellemekti. İki türlü kontrol.

Ama Zion ve "One" la bile seçimin önceden bilinemezliği ("sürekli
hata")
makineleri, Matrix'i yeniden yüklemeye zorladı. Bu işlem ; "One" ın,
Merovingian'ı yenecek, Anahtarcı'yı ele geçirebilecek güç seviyesine
yükselip kaynağa her gelişinde tekrarlanacaktı. Sonra "One" programı,
gelecek Matrix'in hazırlanması amacıyla kaynağa (ana makine) tekrar
sokulacak. Bu işlem {"One" ın kaynağa yüklenmesi işlemi} süresince
makineler
"One" ın bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak insanların davranış
şekillerini daha iyi öngörebilecek ve "sürekli hataları" daha aza
indirgeyecekler.

Matrix'in altıncısının başında durum bu. İnsanlar için ne şanstır ki,
her
nedense, kahin artık insanların matrix'te hapsedilmelerini ya da
kurtulanların öldürülmelerini istemiyor. Bu yüzden riski göze alıp bir
"devrim" yaratma amacıyla Neo'yu kullanıyor.

Birinci filmde "One" ile önceki beş seferde de olduğu gibi
karşılaşıyor.
Normalde sadece Mimar'la buluşabilmesi için basitçe yardım ederken bu
sefer
Neo'ya özel bir kurabiye veriyor (Neo da yiyor kurabiyeyi) Sıradan bir
kurabiye değil, Neo için upgrade bir program bu. "One" ı yaratan
kendisi
olduğu için Kahin, onun ilerde neler yapacağını tam olarak biliyor
-özellikle Smith'i nasıl yok edeceğini- (Smith'in içinde bir nevi bir
Neo-Smith kopyalaması oluyor). Bu yüzden Kahin upgrade kodun içine
Smith'in
kendisini kopyalayabilmesi için gereken yeteneği ve hem Neo hem de
Smith
için geleceği görebilme yeteneğini de ekliyor.

İkinci filmde Neo Mimar'la buluşarak "One" rolünü devam ettiriyor.
Yalnız
Trinity'ye olan aşkından dolayı Matrix'i reload eden kapı yerine sol
kapıyı
tercih ediyor. Ki bu davranışı zaten Kahin tarafından önceden
görülmüştü
"One" ı yaratan o olduğu ve aynı zamanda insan davranış şekillerini de
tahmin edebilecek yetenekte olduğu için. Bu yüzden Trin'e, "One" a aşık
olacağını söylemişti ve bütün bunların Neo'nun o kapıyı seçmesiyle
sonuçlanacağını biliyordu.

Üçüncü filmde Kahinin planı tutuyor. Makineler Zion'a altıncı kez
saldırırlarken Smith de kendisini kopyalamaya devam ediyor. Diğer
taraftan
Neo da tren istasyonunda sıkışmış durumda. Sonuç olarak Mimar'la
buluşma
görevini yerine getirmiş olmanın sonucu olarak {amacı bitmiş durumda},
programındaki bir kodu kırıp olağanüstü yetenekleri ile tekrar makine
dünyasının parçası olmayı başarıyor (belki de Kahinin upgrade'i
sayesinde)
ve bu sayede kablosuz olarak diğer makineleri hissedip onları kontrol
edebiliyor. {Bu cümle çok zordu, ingilizcesine de bakın bence} Bunun
ilk
örneği ikinci filmin sonunda sentinelleri durdurması. Yeni
yeteneklerine
yabancı olduğu için, her nasılsa, programı {kendisi} Matrix'in güvenlik
noktasında (tren istasyonu) sıkışıp kalıyor.

Tren istasyonunda Rama Kandra, karısı ve kızları Sati ile karşılaşıyor.
Rama
ve karısı diğer tüm makineler gibi gerçek hayatta var olan ve Matrix'e
bağlanıp insan gibi yaşayan makineler. Sati, bu ikisinin "sevgi"
sonucu
yarattıkları bir program ama Rama'nın Neo'ya dediği üzere Sati'nin
varlığı
makinelerin bilgisi dışında değil. Rama ve karısı, Matrix'e, Sati'yi
güvende
olması için Kahinin yanına götürmek üzereler çünkü amacı olmayan her
program
mutlaka silinmeli. {kızın silinmesini istemiyorlar}

Neo; Trin, Morph ve Seraph tarafından kurtarıldıktan ve standard
şekilde
Matrix'ten çıkarıldıktan sonra Hammer'da iken gelecekle ilgili yeni bir
şey
görüyor. Matrix güç istasyonundan {tarlalar herhalde kastettiği} 01
Makine
şehrine giden üç güç kablosu... Yeni bağlantı yeteneği sayesinde
bunları
görebiliyor. Logos'u alıp Trin'le beraber 01'e doğru yola koyuluyor.
Yol
esnasında Bane ile (içinde Smith programı olan) karşı karşıya geliyor
ve
onun tarafından kör ediliyor. Kör olduğu halde diğer makineleri turuncu
ışık
halinde görebiliyor, Smith'i de Bane'in içinde görebiliyor ve bu sayede
Bane'i yeniyor. Ayrıca 01'den üzerlerine gelen bombaları da kontrol
ediyor
sonrasında.

Bu esnada Smith kontrolsüz bir şekilde kendini kopyalamaya devam ediyor
ve
Seraph ile Sati'yi de ele geçirdikten sonra Kahin'le karşılaşıyor.
Kısa
konuşmalarında Kahin'e "anne" diyerek onun (Mimar'la beraber) kendisini
yaratmış olmasına gönderme yapıyor... Neo'yu da yaratmış olduğu gibi
(ki şu
an Smith'in programının bir parçası). Kahin ona "ne yapmaya geldiysen
yap"
diyor ve Smith onu da ele geçiriyor. Yeni oluşmuş Smith doğrulup
isterik
bir şekilde gülmeye başlıyor, filmin sonunda olacakları önceden
görürken.

Kaçınılmaz olarak Logos, 01'e düşüyor ama Neo, yeni makine görüşü ile
turuncu renkte ışıyan şehri üstten görmeden düşmüyor. Trin ne yazık ki
ölüyor ve Neo'ya ödünç alınmış bir zamanı beraber yaşamış olduklarını
söylüyor çünkü önce Neo, sonra da Trin diğeri tarafından ölümden
döndürülmüşlerdi daha önce. İkisi de ölümü göze almış {ya da buna
koşullanmış} ama bu sefer Trin, Neo'ya onun hakkında hissettiklerini
söyleyebildiği için mutlu. (Burada Wachowski kardeşlere yazıklar olsun
Trin'i bu kadar silik bir şekilde öldürdükleri için. En azından gemiyi
kurtarmaya çalışırken ölemez miydi, düşmesine izin vermek yerine?)

Neo Logos'dan çıkıp çarptıkları makine binasına giriyor (bina da aynı
turuncu ışık şeklinde görülüyor). Deus Ex Machina ile karşılaşıyor ve
makine, her ne kadar, Smith'i durduracak tek kişinin Neo olduğunu
bilmesine
rağmen ona karşı bir nefret gösteriyor (Neo'nun çoğunluk oranda insan
olmasından dolayı). Güç gösterisinden sonra makine Neo ile barış
konusunda
anlaşıyor, Neo'nun Smith'i yok etmesi sözüne karşılık. Sentineller,
Zion
tapınağına ataklarını geri çekiyorlar ki tek mevzi o kalmış. (rıhtım ve
şehir çoktan yok edilmiş)

Makineler, Neo henüz kendi başına Matrix'e bağlanma yeteneği kazanmamış
olduğu için Neo'yu Matrix'e sokuyorlar (Neo'nun yeteneklerin kullanmayı
öğrenmesi durumu, üçleme boyunca devam ediyor). Ardından Neo, geleceği
ve
onu yendiğini gördüğünü söyleyen tek özel Smith'le karşı karşıya
geliyor.
Diğer Smith'ler (Matrix'teki herkes ele geçirilmiş durumda) sadece
savaşı
seyrediyorlar.

Şiddetli bir mücadele sonunda Neo yenilmek üzere ama dövüşmeye devam
ediyor.
Neden diye sorulduğunda da "çünkü bunu seçtim" cevabını veriyor
-ikinci
filmdeki "herşey seçimle başlar" (insanların gerçek özgürlüğü
başarabildikleri tek yol) cümlesine gönderme yaparak. Smith'e attığı
dondurucu yumruğa rağmen Neo yenilir. Smith onu ele geçirmeden önce
duraklar ve her nasılsa bu anı daha önce görmüş olduğunu ve ne
söyleyeceğini
bildiğini söyler. "başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır" der,
karman
çorman bir halde. Bu sayede Neo, Smith'in içinde bir yerlerde Kahinin
hala
var olduğunu ve Smith'in bazı düşüncelerini kontrol edebildiğini anlar.
İpucunu alan Neo kendisini Smith'e bırakır.

Neo yenilir ve Smith'in orijinal (esas) amacı tamamlanır... "One" ı yok
etmek (ama bu görevi başarabileceği hiç beklenmemiştir ondan ve bunun
yüzünden belki o kadar kızgın ruh haline sahiptir). Artık Smith'in bir
amacı
kalmadığı için silinmelidir. Ama silinmesi gereken her program kaynağa
geri
dönmekle yükümlü ise Smith nasıl silinecektir? Basit, makineler Neo'nun
içinden Smith'e bir miktar enerji kullanarak komut yollarlar. Bu hem
orijinal Smith'in hem de klonlarının silinmesini sağlar ve işgal
ettikleri
vücutlar geri gelir (bu ajan programlarının basit bir fonksiyonu, o
bedene
nasıl girdilerse öyle çıkarlar -ölüm durumu istisnası dışında-)

Matrix döngüsünde diğer bir devrim {ya da tur demek istemiş galiba}
tamamlanır, "One" kaynağa gelmiş ve ana programı yüklemiştir (Neo'nun
programı, bilgi ve deneyimleri). Matrix ardından reload edilir... 20.
yy
sonları.

Kahin; Sati, Seraph ve Mimar ile güneş yükselirken parkta buluşur.
Mimar
Kahin'e çok riskli bir oyun oynamış olduğunu söyler ve Kahin de ona
barışa
sadık kaıp kalmayacağını sorar. İnsan olmamasından ötürü (insanları
sözlerini tutmamasından dem vurarak) sözünü tutacağını söyler. Bu,
bilinçsiz bir şekilde Matrix'in varlığının farkına varıp da çıkmak
isteyen
olursa özgür bırakılacakları, Zion'dakilerin öldürülmeyecekleri
anlamına
gelir. İnsanlar ve makineler arasındaki savaş bitmiştir ya da
ertelenmiştir.

Güneşin yükselişine bakarken Kahin Sati'ye bunun onun işi olup
olmadığını
sorar ve Sati bunu (güneşin doğuşu) Neo için yapmış olduğunu söyler.
Sonuç
olarak kaynakta yüklenen Neo'nun sevgiyle ilgili deneyimleri,
makinelerin
Sati'ye acımalarına ve onu silmek yerine ona bir amaç vermelerine sebep
olur. Artık güneşi kontrol etmektedir. Sati Kahin'e Neo'yu görüp
görmeyeceklerini sorar, Kahin görebileceklerini söyler, "One"
programının
önceki seferlerde olduğu gibi, ilerde de kullanılacağı için. M3, M1'in
başladığı yerde biter böylece, bir farkla, Matrix'in varlığını
farkedenler
özgür bırakılacaklar (tatmin edici bir uzlaşma bence)
_____________________________________________
Neo is a machine, kinda. He is a human with enhanced genetics, enhanced
implants, and a machine programmed mind (probably based on a "The One"
template program). That's why, at the end of Revolutions, when his body
is
being taken away, he is shown as an orange glow. The orange glow is how
the
machines see each other, and therefore how they see Neo. It is also how
Neo
sees Smith inside Bane... he is seeing the machine program of Smith
inside
Bane's mind, and therefore it is an orange glow in the shape of the
Smith.

But the orange glow isn't the only reason to believe Neo is a machine.
Throughout the trilogy other hints are given, such as: "His neural
kinetics
are way above normal.", "He's a machine.", "Your five predecessors were
by
design based on a similar predication...", etc.

So if Neo is a machine, why was he created (as all machines must have a
purpose)? He was created by the Oracle and the Architect to be The One.
As
the Architect explains to him: "Your life is the sum of a remainder of
an
unbalanced equation inherent to the programming of the Matrix... Your
five
predecessors were by design based on a similar predication, a
contingent
affirmation that was meant to create a profound attachment to the rest
of
your species, facilitating the function of The One... The function of
The
One is now to return to the Source, allowing a temporary dissemination
of
the code you carry, reinserting the prime program."

Translated, the Architect is explaining that Neo was designed to be a
religious figure to the freed humans, thus causing them to put their
faith
(hope) in Neo and to rally around him ("...sum of a remainder...").
This
helps to ensure that the freed humans are focused on Neo instead of
war, and
to keep them all together in one place, Zion (which was built by the
machines for this purpose also). Neo is a form of control in the real
world.

And just to make sure that Neo carries out his part of their plan, the
machines programmed him with "... a contingent affirmation that was
meant to
create a profound attachment to the [humans]." This, along with his
enhanced
abilities and the "guidance" of the Oracle, keeps him on the intended
course.

The Architect also states that "The function of The One is now to
return to
the Source, allowing a temporary dissemination of the code you carry,
reinserting the prime program." This simply means that The One program
in
Neo's mind is the most important (prime) program in the Matrix, and
that now
that his mission (purpose) is complete, he must return to the source
for
deletion (all machines must have a purpose). The phrase "... temporary
dissemination..." means that the The One program will be used again in
the
next version of the Matrix. This is also why Neo's choice of the left
door
will destroy the Matrix, as there can be only one The One in the Matrix
at
any time. By staying in the Matrix Neo is preventing it from being
reloaded,
as a reload will do nothing without another The One for the next
version.
(In programming terms he is the highest priority task, and he will not
release the Matrix program's main semaphore.)

OK, so The One is a human with enhanced genetics, enhanced implants,
and a
machine programmed mind, and was created by the Oracle and the
Architect to
carry out a specific purpose (form of control in and out of the Matrix)
in
each iteration of the Matrix. Now let's see how The One fits in with
the
entire story of the trilogy.

As is explained, the Matrix was created by the Architect, at the end of
the
war with the humans, as a way to control the humans and use them as a
power
source (I know, hard to believe...). The first Matrix was "... quite
naturally perfect, it was a work of art, flawless, sublime.", while the
second Matrix was redesigned "... to more accurately reflect the
varying
grotesqueries of your nature." Basically Heaven and then Hell. In both
cases, however, no conscious choice was given to the humans as to
whether or
not they wanted to believe in the reality of the Matrix. This caused
the
majority of humans to reject the Matrix and die ("... whole crops were
lost.").

To solve this problem the Oracle was created, and realized correctly
that
the humans needed to be given a choice: "Thus, the answer was stumbled
upon
by another, an intuitive program, initially created to investigate
certain
aspects of the human psyche... she stumbled upon a solution whereby
nearly
99.9% of all test subjects accepted the program, as long as they were
given
a choice, even if they were only aware of the choice at a near
unconscious
level." So by giving humans a choice, even at an unconscious level that
only
0.1% are ever aware of, they accepted the Matrix.

Unfortunately for the machines, however, a majority of the 0.1% who
were
aware of the choice usually chose the real world over the Matrix.
"While
this answer functioned, it was obviously fundamentally flawed, thus
creating
the otherwise contradictory systemic anomaly, that if left unchecked
might
threaten the system itself. Ergo, those that refused the program, while
a
minority, if unchecked, would constitute an escalating probability of
disaster." The machines therefore also needed a way to control the 0.1%
of
the humans who chose the real world over the Matrix, thus Zion and The
One
were created.

As was explained earlier, Zion was built by the machines to ensure that
the
freed humans would all gather in one place, and The One was created to
be
their religious figure, helping to distract them from renewed war with
the
machines. Both forms of control.

But even with Zion and The One, the unpredictability of choice
("systemic
anomoly") still forced the machines to occasionally "reload" the
Matrix.
This always occurs when The One reaches the Source, which he can only
do
after attaining the level of power necessary for him to defeat the
Merovingian, obtain the Keymaker, etc. The One program is then
temporarily
reinserted into the Source (machine mainframe), in preparation for the
next
iteration of the Matrix. In the process the machines gain the knowledge
and
experiences of The One, allowing them to better predict the future
behavior
of the humans, and thus reduce the systemic anomolies.

So that is the situation at the start of the sixth iteration of the
choice-Matrix. Luckily for the humans, however, the Oracle does not
want
them to be enslaved in the Matrix any longer, or for the freed humans
to be
killed. She therefore decides to take a risk and use Neo to bring about
a
"revolution".

In M1 (The Matrix) she meets with The One, Neo, as she has done in the
five
previous iterations of the Matrix. Normally she simply helps guide The
One
to his meeting with the Architect. Except this time the Oracle gives
Neo a
special cookie, which he eats. The cookie isn't actually a cookie,
though,
it's an upgrade to Neo's program. Since the Oracle created the The One
program, she can predict exactly what Neo will do in the future,
specifically how he will destroy Smith (from the inside, with some
copying
from Neo to Smith occuring). She therefore includes in the program
upgrade
code that will give Smith the ability to replicate himself, and for Neo
and
Smith to see the future as she does.

In M2 (The Matrix Reloaded) Neo plays out his role as The One, meeting
with
the Architect. However, due to his love for Trinity he chooses the left
door, preventing the Matrix from reloading. This was seen in advance by
the
Oracle, as she has the ability to predict Neo's behavior (as explained
above) as well as human behavior in general (due to the nature of her
program). She therefore told Trinity that she would fall in love with
Neo
(in M1), all the while knowing it would eventually cause Neo to choose
the
left door.

In M3 (The Matrix Revolutions) the Oracle's plan comes to fruition.
While
the machines begin their assualt on Zion (for the sixth time), Smith
continues to replicate himself throughout the Matrix. Neo, on the
otherhand,
is stuck in the train station. Apparently, fulfilling his mission to
meet
with the Architect unlocks some section of his program that allows Neo
to
use his enhanced implants to once again become part of the machine
collective (perhaps because of the Oracle's upgrade?). He is therefore
able
to sense and control other machines wirelessly. The first example of
this is
when he stops the sentinels at the end of M2. Since he is not quite
ready to
use his new abilities, however, his program gets stuck at the security
checkpoint of the Matrix, the train station.

In the train station Neo meets with Rama Kandra, his wife, and their
daughter Sati. Rama and his wife are both machines from the real world
who
can jack into the Matrix, like all other machines, and live human
lives.
Sati is a program created by these two machines out of love, which Rama
explains to Neo is not out of the grasp of the machines. They are on
their
way back into the Matrix to leave Sati with the Oracle for safe
keeping, as
any program without a purpose is deleted.

After being rescued from the train station by Trinity, Morpheus, and
Seraph,
Neo is helped out of the Matrix using the standard jack. While aboard
the
Hammer he has another vision of the future, this time of the three
power
lines leading from the Matrix power station to 01, the machine city (he
is
able to see the power lines due to his newfound connection to the
machine
collective). He therefore takes the Logos, along with Trinity, and
leaves
for 01. Along the way he confronts the stowaway Bane (who has the Smith
program inside of him), and is blinded by him. Although blind, Neo is
still
able to see other machines (orange glow), including the Smith program
inside
Bane, which he uses to defeat Bane. He also uses his power to control
other
machines to detonate the bombs fired at the Logos by the 01 defenses.

Meanwhile Smith is replicating out of control in the Matrix, and
eventually
confronts the Oracle after taking over Seraph and Sati. They have a
brief
conversation in which he calls her "Mom", referring to the fact that
she
helped to create him (along with the Architect) as well as Neo (part of
his
program now). The Oracle then tells Smith to "Do what you came here to
do.",
so he takes over her as well. The newly formed Smith then stands up and
laughs hysterically, foreshadowing the events at the end of the movie.

Eventually the Logos crashes in 01, but not before Neo gets a top-down
view
of the orange glowing city with his newfound machine-vision (notice the
fractal patterns). Unfortunately Trinity is killed in the crash, and
explains to Neo that both of them have been living on borrowed time.
Neo
since he was ressurected by Trinity, and Trinity since she was
ressurected
by Neo. Both are meant to die and Trinity is simply happy for the
oportunity
this time to tell Neo how she feels about him. (But shame on the
brothers
for killing off Trinity in such a lame way. Couldn't she have at least
died
trying to save the ship, not just letting it crash!)

Neo then leaves the Logos and enters the machine building into which it
crashed (the building is seen in the same orange glowing
machine-vision). He
is then confronted by the Deus Ex Machina, who knows that Neo is the
only
one who can stop Smith from destroying the Matrix, but still shows
hatred
toward Neo (due to the fact that he is mostly human). After a show of
force,
the Deus Ex Machina agrees to peace with the humans in exchange for
Neo's
promise to destroy Smith. This causes the sentinels to halt their
attack on
the Zion temple, the last holdout of the remaining humans (the dock and
city
have already been destroyed).

The machines then jack Neo into the Matrix, since he has not yet
masterred
the ability to do so wirelessly (this theme of Neo having to learn to
use
his new abilities runs throughout the trilogy). Neo then confronts
Smith,
who says he has seen the future, and that he (the one particular Smith)
is
the one that defeats Neo. The other Smiths (all of the other people in
the
Matrix have now been taken over by him) therefore only watch as the
fight
begins.

After a brutal battle Neo is near defeat, but continues to fight. When
asked
why he does so, Neo responds "Because I choose to.", echoing the theme
in M2
that "Everything begins with choice." (the only way humans achieve true
freedom). But even though he delivers a stunning punch to Smith which
sends
him through the ground, Neo is eventually defeated. Before Smith takes
him
over he pauses, however, realizing that he has seen this very moment in
his
visions, and he already knows what he is going to say. "Everything that
has
a beginning has an end..." he mutters confusedly. This causes Neo to
realize
that the Oracle still exists somewhere inside of Smith, and that she is
partially able to control his thoughts. Taking his cue from the Oracle,
Neo
freely gives himself to Smith.

Thus Neo is defeated, and Smith's original purpose, to defeat The One
(which
he is never really expected to achieve, which leads to his bad
temperment)
is accomplished. Smith therefore no longer has a purpose and must be
deleted. But since programs marked for deletion must return to the
source,
how is Smith to be deleted? Simple, the machines send the command
through
Neo, into Smith, using a burst of energy. This causes all of the Smith
clones, and the original Smith, to be deleted, leaving the original
inhabitants of the bodies he has taken over (this is a basic function
of the
agent programs, that they leave their hosts as they found them, with
death
being the only exception).

This then completes another revolution in the Matrix cycle, as The One
has
reached the Source and has reinserted the prime program (Neo's program,
his
knowledge and experiences). The Matrix is then reloaded back to it's
initial
state, the late 20th century.

The Oracle then meets with Sati, Seraph, and the Architect in a park
outside
the city as the sun rises over it. The Architect tells her that she was
playing a "very risky game", and she asks him if he will honor the
promise
of peace. He says that he will, since he is not human (meaning humans
do not
keep their promises, an insult). This means that those people who
unconsciously become aware of the Matrix and choose to leave will be
freed,
and those living in Zion will not be killed. The war between man and
machine
is over, or at least suspended.

Looking upon the sunrise the Oracle asks Sati if that was her doing,
and the
girl responds that she did it for Neo (made the sun rise). Apparently
Neo's
experience with love, which was uploaded from him to the Source, caused
the
machines to show pity on Sati and give her a purpose instead of
deleting
her. She is now in control of the sun. Sati also asks the Oracle if
they
will ever see Neo again, and the Oracle replies that they might,
indicating
that the The One program will be used again in the future, as it had
been
for the previous six iterations of the Matrix. M3 therefore ends where
M1
began, except that now the humans who become aware of the Matrix will
be
freed (a decent compromise if you ask me).

Whew, done! Hopefully this helped those of you who were confused like
me
after seeing M3 for the first time. I know that I am not 100% correct
in
what I've said here (perhaps only 50%), but it's a nice starting point.
Maybe others can build on it to make it even more correct and useful.
Thanks
for reading!
0
geldiler
(28.07.09)
teori'yi yazan arkadaş iyi bir iş çıkarmış lakin hepsinin doğru olduğu kanısında değilim. neyse, şimdi zion gerçek dünyada oluyor değil mi?

edit: bu arada çeviren sensen uğraşıp da çevirdiğin için tebrik ederim.
0
cro magnon
(28.07.09)
cevaplar için sağolun. teori gerçekten iyimiş. zaten film in yönetmenleri bile tek fikir üzerinden gitmemişlerdir. böyle teoriler üretilebilen filmler efsane olabiliyor zaten.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
animatriks'e göre önce bildiğimiz robotlar yaratılıyor. sonra savaş ve dünyanın yaşanamaz hale gelmesi, sonrasında dünya liderleri robotlarla anlaşma yapıyor ve matrix içinde yaşamayı kabul ediyolar. ilk matrix böyle kuruluyor.

sonrasında sanıyorum matrix'i bir ütopya-cennet vari yaptıkları için insanlar adapte olamıyorlar ve bu yüzden gidip 99 senesini canlandırıyorlar. hata ayaklamak içinde kontrollü bir ortam yani zion 'u kullanıyorlar. Zion'un amacı hataların (adapte olamayan insanlar) belli bir bölgeye toplanması.
0
darknum
(29.07.09)
Zion gercek. Nokta. Tartismaya bile luzum yok yani bunu.
Aksini nasil iddia edebiliyorsunuz anlamadim.
0
dream endless
(29.07.09)
senın bunu idda etmen gidi.
0
bryan fury
(29.07.09)
Teoriyi okudum ve çok abartmalar olduğu kanısındayım. Bu insanların basit şeylere anlam yükleme işine de ayrıca kılım. Kod gönderme ne yahu? İyice uçmuş teoriyi yazan arkadaş.

@dream endless zion gerçek değil. Şuna istinaden söylüyorum. 2. filmin sonunda Morfeyyaz "kaynağın yokedilmesine rağmen neden savaşın bitmediğini" sorguluyordu. Neo ise "Her şeyi başka bir sistem kontrol ediyordu" diyerek aslında gerçek dünyanın da bir yanılsama olduğunu söyledi. Morfeyyaz "i don't believe" diyerek ilk filmde Neo'nun yaptığı gibi gerçeği reddetti. Oysa Neo da ilk filmde Morfeyyaz'ın yaptığı gibi "buna inanmak çok güç ama bıdıbıdı da bıdıbıdı..." diye Morfeyyaz'ı teselli etti.

Sarı ışık yeşil ışık dalgası da şu. Yeşil ışıklı kodlar 1. matrix'in kodları, sarı ışıklı kodlar da 2. matrix'in kodları. Sonuçta ikinci matrix gerçekten gerçekse ışıklı kodlar görünmesi saçma olurdu.

Not: Animatrix serisini izlemedim ama basitçe her şeye cevap verebilirim sanıyorum.
0
ataturkiye
(29.07.09)
Ayrıca ve ayrıca Ajan Smith'in Zion'daki bir kişinin içine girebilmesi de zion'un matrix tabanlı olduğunun en büyük kanıtlarından biri. Eğer gerçek dünya olsaydı Ajan Smith aynı matrix'de yaptığı gibi nasıl insanların bedenlerine sızabilirdi?
0
ataturkiye
(29.07.09)
gayet sızar. nasıl sızar? sonuçta gerçek insanların beyinleri kablolarla matrix'e bağlı değil mi? sonuç olarak matrix'te öğrendiği bir bilgi gerçek beynine işleniyor. dolayısıyla kablolar aracılığıyla smith insanların beynine sızabilir.

neden sızamasın ki?
0
cro magnon
(29.07.09)
Kablo nedir? Konuyu biraz açabilir misin?
0
ataturkiye
(29.07.09)
demek istediğim insanların beyinlerinin arkasından bir giriş mevcut ya. o. matrix'e o yolla bağlanılmıyor mu?
0
cro magnon
(29.07.09)
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?
0
ataturkiye
(29.07.09)
bilgi olarak? sonuçta matrix'teki bilgiler o yolla beyin dalgalarına dönüşüyor. smith'in varlığı da teknik olarak bilgiden ibaret değil mi? sonuçta beynin arkasından giriş yapan kablonun olayı kodları beyin dalgalarına dönüştürmek aynı zamanda.
0
cro magnon
(29.07.09)
Zion'un yer aldigi dunya'nin adi MACHINE WORLD olarak geciyor. Mesela Oracle'in metro istasyonunda sikisan Neo icin sarf ettigi "He is trapped between this world (Matrix) and the machine world". Matrix dunyasiyla bizim bildigimiz anlamda "gercek dunya"nin yani machine world'un farkli oldugu yonundeki yorumlar da defaatle dile getirilen "both worlds", "other world" gibi ayrimlardan ortaya cikiyor. Yani iki dunya, iki duzlem var.

Simdi Trinity ve Neo'nun Logos'la bulutlari asip gercek, mavi gokyuzunu gordugu ani dusunelim.

Bakiniz Morpheus hazretleri ne buyurmuslar:
"We don't know who struck first - us, or them. But we know it was us that scorched the sky. At the time they were dependent on solar power and it was believed that they would be unable to survive without an energy source as abundant as the sun."

Daha da oteye tasiyalim:
"Me and my brother Dozer, we're both one HUNDRED PERCENT PURE, OLD FASHIONED HOME-GROWN HUMAN, born free!...Right here, in the real world. Genuine child of Zion."

Boyleyken boyle.
Zion'un bildigimiz dunyada, makinelerin istila ettigi ve Matrix'in "hardware"'i olan dunyada var olan gercek, Matrix var olmasa da var olabilecek bir yer olabildiginin cesitli kanitlari.

Aha ben boyle iddia ediyorum. Elle tutulur kanitlar verin var olmadigina dair, ondan sonra "sen nasil iddia ediyorsan" deme rahatligina sahip olursunuz.
0
dream endless
(30.07.09)
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?

ataturkiye, Fikralarla Turkiye isimli diziyi degil Matrix'i tartisiyoruz.
Neo ve Smith, Dunya-Matrix arasindaki paralellige vakif olmuslar, birbirlerini The Source vasitasiyla etkileyebiliyorlar zira ikisi de The Source kodlarini manipule edebilecek kudretteler.

Bir bilgisayar programinda olen insanlar nasil gercek dunyada da oluyorsa, yani boyle bir fiziki kudrete vakifsa, ya da nasil Neo kung-fu ogrenirken vucudu gercek dunyada hareket ediyorsa, vucut sinirlarini zorlayan ve -belki de insan metabolizmasinda var oldugu fakat gizli kaldigi senaristlerce belirlenmis- bazi insanustu kudretlerin bilgisayar programinin unlock'iyla, haxxorz'uyla gercek dunyada acilmasi da cok enteresan degil.
0
dream endless
(30.07.09)
@dream endless Neo kaynağa dönmesine ve kaynağı yoketmesine rağmen Matrix bitmedi. Bitmesi gerekiyordu senin teorilerine göre. Nitekim Morfeyyaz da öyle biliyordu. Ancak ne matrix bitti ne de savaş. Zion'un defalarca yıkılıp yapılandırılması da bir program olduğunun kanıtı değil mi? Aynı matrix gibi 5 kere yık yap. Nitekim bunu bilen tek kişi Neo oldu ve "ya bunu kimse bilmiyor ya da bana kimse söylemedi" dedi. Programların ya da insanların sözlerini referans almak burada mantıksızca; çünkü onlar da bu gerçeği bilmiyorlar.

Ayrıca bu bir film sonuçta. Teorileri yazanlar tanrı değiller ve mutlaka falso verilen yerler olacaktır. Çok da ciddiye almamak lazım. Hele asabileşmek hiç yakışmaz :)
0
ataturkiye
(30.07.09)
iyi de amaç matrix'i bitirmek değildi zaten, barışı sağlamak ve zion'u kurtarmaktı. ve başarıldı da.

zion'un 5 defa kurulup yıkılması illa ki program olduğunu göstermiyor. sonuçta matrix'e bağlı insanlar arasından bir tanesini seçip çeşitli özellikler bahşediyorlar, ve zion yok olduğunda "al şu kadar insanı git bi daha kur" diyorlar. her seferinde zion aynı zion olmak zorunda değil, ama 20 kişiyi tutuşturup da "al kur" dersen kurulur, çok zor değil bence.

bir sorun daha var, şimdi diyelim ki zion'un bulunduğu dünya da başka bir kod sistemi, ve matrix'ten kurtulmayı başaranlar oraya gidiyor. demek ki zion'da yaşayanlar teknik olarak hala makinelere bağlı. yani hala pil olarak kullanılıyorlar. o zaman makineler niye zion'u imha etme gereği duyuyor? oradaki bütün insanları zaten kullanıyor? bütün dünya zion'a taşınsın ne farkeder yani?
0
cro magnon
(30.07.09)
Amaç matrix'i bitirmekti. Kaynak yok olunca program nereden yayınlanacak?

Her tarafı zaptedilen bir dünya var ve her tarafı makinelerle dolu. Bu dünyada nasıl yeni bir insan şehri kurabilirsin? Düşmanının orta yerinde kamp kurmak gibi bir şey bu.

Bu kısım muallak. Ya gerçekten insanlar "gerçek" dünyada (öz hakiki dünya gibi oldu bu) makinelere bağlı yaşıyorlar ya da insanlar da basit birer programdan ibaret. Çünkü Mimar Neo'nun da bir program olduğunu ima ediyor her seferinde. Diğer insanların da program olmadığı ne malum?
0
ataturkiye
(30.07.09)
ataturkiye, asabiligimin hedefi sen degildin evvela onu soyleyeyim.

Zion'un tekrar yikip yapilanmasi diye bakmamak lazim olaya, direnise devam etmek olarak bakilabilir. Yani bu bilincli bir yikip yapilanmadan cok, Matrix kuvvetlerince yikilmasina ragmen insanlarin tekrar yapilanmasi gibi gozukuyor.

En nihayetinde, soylenenler neticesinde, bilhassa Morpheus hoca efendinin pure, old-fashioned human tanimi cercevesince, Zion'un gercek oldugunu soyleyebiliriz. Ha aksini iddia edersek soyle bir soru cikiyor, Zion gercek degilse, bu heriflerin gercek bedenleri nerede? Insan tarlalarini neden ve nasil bir programin icine entegre etmis makineler?
0
dream endless
(30.07.09)
(1)

2009 2010 harçları

onurBuzz
harç zamları kesinleştimi?
harç zamları kesinleştimi?
0
onurBuzz
(10.07.09)
Hayir. Bakanlar Kurulu'nun onayi gerekiyor. Bu konuda eylem hazirliginda olan cesitli ogrenci topluluklari var bu arada, belirtmeden gecmeyeyim.
0
dream endless
(10.07.09)
(5)

Şifreli mesajlaşma yöntemleri

pozitif dusunce de kazanir
arkadaşla arada bir şifreli mesajlaşmam gerekli, şöyle bir şey buldum;http://www.mutasyon.net/makaleoku.asp?id=799ama pek bir şey anlamadım, zor geldi.ona gönderdiğim mesajları sadece o anlasın istiyorum ama bu kadar da zor olmasın ki anlaşabilelim.başka nasıl şifreli mesajlaşma yöntemleri önerirsin
arkadaşla arada bir şifreli mesajlaşmam gerekli, şöyle bir şey buldum;
www.mutasyon.net
ama pek bir şey anlamadım, zor geldi.

ona gönderdiğim mesajları sadece o anlasın istiyorum ama bu kadar da zor olmasın ki anlaşabilelim.

başka nasıl şifreli mesajlaşma yöntemleri önerirsiniz?

edit:
www.genckolik.net

bu da çok kolay çözülür gibime geliyor.
0
pozitif dusunce de kazanir
(21.06.09)
(bkz: atbash)
alışmak biraz vakit alabilir. alfabeyi orta harfine göre simetri alıp kullanıyorsun. ekşi-> tmfo olarak yazılıyor mesela. ben telefon rehberimi 5 yıldır böyle kullanıyorum, lise sondayken gerekmişti, üni bitti hala kullanıyorum, hoş. telefonu ilk eline alanlar dumur oluyor, biraz kafası çalışanlar, kendilerini arayarak içindeki harfleri yorumlayıp çözebiliyorlar. ama mesaj için böyle bişi söz konusu değil.

şu an aklıma geldi, şöyle de yapabilrsin: t9 kullanarak yaz kelimeleri bir sonraki kelimeye geçirip öyle yolla, o da açsın çözsün, biraz uzun sürer tabi.
0
abtash
(21.06.09)
ilk verdiğin şifreleme yönteminin sadece ilkini okudum. o kadar zor değil. sadece referans harf al, ona göre tüm cümleyi yaz diyor.

mesela referans harfimiz "e",

"eksi sozluk" yazmak için şunu yazman gerekiyor:

iowm wsdpyo

edit: sayfayı refresh yapmayınca başkası yazıvermiş.
0
nickim onbes harf
(21.06.09)
"caesar box cipher" hoş bence. birkaç harflik mesaj göndermek istiyorsan olmaz pek ama daha hallice mesajlar için güzel.

bir türevi için:
(bkz: caesar square)
0
simendiferlerin efendisi
(21.06.09)
(bkz: rot 13)
0
dream endless
(21.06.09)
madem şifreli mesajlaşmak istiyorsunuz neden bilinen yöntemleri kullanıyorsunuz? bence filmlerde gördüğümüz gibi ortak bir kitap bulun, ya da bir sayfalık metin (artık hangisi işinize gelirse) satır ve harfin o satırdaki sırasını söyleyin gitsin.
0
bira sisesi kapagi
(21.06.09)
(4)

divxplanet üyelik kaydı?

generic
ikidir denk geliyorum divxplanet üyelik kaydını açmış diye duyuruda. nedir bu üyeliğin getirileri, avantajları? ne işimizi görür? çok hayırlı bir şeyse ondan da eksik kalmayalım.
ikidir denk geliyorum divxplanet üyelik kaydını açmış diye duyuruda. nedir bu üyeliğin getirileri, avantajları? ne işimizi görür? çok hayırlı bir şeyse ondan da eksik kalmayalım.
0
generic
(11.02.09)
en basitinden altyazi isteginde bulunacaksin nasil eriseceksin adamlara? forumdan ulasabiliyorsun iste.. bi de mesela filmler ile ilgili incelemeler var mesela, sanirim onlari uye degilken goremiyorsun. ve altyazi gonderebiliyorsun takdir edersin..
0
katafalk
(11.02.09)
sözlük gibi işte kapatmışlar üye alımını prestijli sanıyorlar kendilerini. bi alt forum açmış oraya üye ediyorlardı geleni. ordaki aktiviteye göre normal foruma atlatıyorlardı hatırladığım.
0
geldiler
(12.02.09)
müzik torrent gibi bölümlerde var onlara üye değilken erişemiyorsun. ama sadece filmse işi gereksiz kalabalık etmeye gerek yok.
0
rurouni
(12.02.09)
Turkce'ye dikkat eden 100 tane forum sayilir, bir kistas degil o.
0
dream endless
(12.02.09)
(4)

Ali Sami Yen Stadi tribunleri

okan
Merhabalar. Yarinki GS-Sivas kupa macina gitmeyi planliyorum. Diger yerler pahali oldugundan ya eski aciktan ya da yeni aciktan bilet alicam. Kupa maclarina fazla giden olmuyor ama yine de sorayim dedim: Ben cekirdekci tabir edilen kitleden oluyorum ve elan burkulmus bir ayak sahibiyim, dolayisiyla
Merhabalar. Yarinki GS-Sivas kupa macina gitmeyi planliyorum. Diger yerler pahali oldugundan ya eski aciktan ya da yeni aciktan bilet alicam. Kupa maclarina fazla giden olmuyor ama yine de sorayim dedim: Ben cekirdekci tabir edilen kitleden oluyorum ve elan burkulmus bir ayak sahibiyim, dolayisiyla kavgadan gurultuden, hirgurden, hatta tezahurattan, tribun BEBELERINDEN uzakta, sakin sakin maci izleyebilecegim bir yerde bulunmak istiyorum. Bu bakimdan soz konusu tribunlerden hangisi daha iyidir? Bir de yeni acik alt-ust cok fark ediyor mu izleme acisindan? Sagolun
0
okan
(26.01.09)
Numarali ya da kapali alt. Tribun bebelerinden kacis yok baska turlu.
Yarinki mac pek ragbet gormeyen bir mac olmayacak bir de, oldukca gergin Galatasaray taraftari. Tezahurat etmem cekirdek cignerim'in etiketi 150 lira.
0
dream endless
(26.01.09)
eski açık yeni açığa göre daha çok "insan"larla dolu (misal ben) o yüzden eski açıkı tavsiye ederim öncelikle..
yeni açık alt genelde boş olur kupa maçlarında ama rahat seyredemeyebilrsiniz teller var çünkü sahanın görünüşünü bilmiyorum ordan ama amaç oturmaksa oturup çekirdek çitletebilirsiniz.. yeni açık üst.. düşünmeyiniz..
eski açıkta uAuni'nin 2 ana grubundan uzak durursanız tezahürata katılmayabilirsiniz ama eski açıkta oturmak zor..
bence eski açık..
iyi eğlenceler..

edit: söylemeyi unuttum eski açığın büyük bölümünü üniversite öğrencileri oluşturur ve final dönemindeyiz.. yani maça gelemeyecek insan çok olur üst taraflarda bi yerde oturarak bile izleyebilirsiniz..
0
orange coffee
(26.01.09)
ben önerim yeni açık üstte kapalıya yakın kısım. Bağıran tayfa numaraları tarafına yakın oluyor. Kapalı tarafında oturursanız hem güzel bir açı yakalar hem de çit çit çit takılırsınız :)
0
ccm2000
(26.01.09)
ccm2000'e kesinlikle katılıyorum. yeni açık üstün kapalı tarafına ne zaman gitsem öyle iki üç bağırıp oturuyorum. o da ben bağırmak istediğim için. stadın en sakin yeridir yeni açık üstün kapalı tarafı. orayı tavsiye ediyorum.
0
teritori
(26.01.09)
(5)

Eyvah! monitörümün pikselleri dökülüyor

khan shabbir
Şu an monitörümün sağ taraflarında, yukarıdan aşşağıya doğru bir çizgi iniyor fakat öyle kabak gibi gözükmüyor, sadece film izlerken sahne geçişlerinde ekran simsiyah olduğunda belirginleşiyor. Monitörümün piksellerini test edebileceğim bi program var mıdır?
Şu an monitörümün sağ taraflarında, yukarıdan aşşağıya doğru bir çizgi iniyor fakat öyle kabak gibi gözükmüyor, sadece film izlerken sahne geçişlerinde ekran simsiyah olduğunda belirginleşiyor. Monitörümün piksellerini test edebileceğim bi program var mıdır?
0
khan shabbir
(25.01.09)
program kurmaya gerek yok. aşağıdaki sitede bir sürü test linki var aşağılara doğru. Onlara tıklayınca görebilirsin problemi.

www.gdargaud.net

edit : ilgili linklere tıkladıktan sonra F11 e basarsan tam ekran moduna geçip daha rahat görebilirsin.
0
kimlanbu
(25.01.09)
sanki sizinki 'ölü piksel'den farklı bir sorun ama yine de deneyebilirsiniz.

(bkz: dead pixel buddy)
0
sallayancay
(25.01.09)
teşekkürler arkadaşlar, hem online hem de programla test ettim ölü pixel falan çıkmadı, galiba başka bir sorun var.
0
🌸khan shabbir
(25.01.09)
dream endless
(25.01.09)
Bu Sorun Bendede olmuştu zamanla bunlar artıyor, oluştukları zamanki bulundukları renge göre öle kalıyorlar, tüm monitör bunlarla dolmuştu, notebook umu gönderip 2 ay bekleyip monitörü değiştirdim, büyük ihtimal temassızlıktan veya içindeki bişilerin deforme olmasından kaynaklanıyor, ilerlemeden biyere göster sen onu.
0
4telbanayeter
(26.01.09)
(7)

rapidshare nasıl alınır?

kroc_with_a_k
arkadaşlar internet özürlü bir grup insan olarak kredi kartıyla rapidshare premium üyelik almak istedik ama yok pay pal yok havale bi sürü prosedür çıktı karşımıza. yok mudur şu işin kolayı?
arkadaşlar internet özürlü bir grup insan olarak kredi kartıyla rapidshare premium üyelik almak istedik ama yok pay pal yok havale bi sürü prosedür çıktı karşımıza. yok mudur şu işin kolayı?
0
kroc_with_a_k
(25.01.09)
bir ara rapidshare'ın sitede reseller linkleri vardı, türkiye'de birisine havale yapıyordun onlar da sana alıyordu hala devam ediyor mu bilmiyorum.
ama bence bir paypal alın, orda burda da lazım olur kullanırsınız mis gibi.
0
sanal uyku
(25.01.09)
axijazz
(25.01.09)
www.rapidpremiumtr.com resmi satış sitesi diyor bankadan hesap numarasına ne kadarlık istiyorsanız o kadar miktar parayı yollayacaksınız ,onlar sana yamulmuyorsam e-maille kullanıcı adı ,şifre gönderecekler fakat kaç saat sonra aktif oluyordu unuttum şimdi.
0
madrigal
(25.01.09)
Turkiye reseller'larindan almayin, 7-8 lira fazladan vermek akil kari degil.
0
dream endless
(25.01.09)
hazır paypalda artık türkçe dil seçeneği varken bence zor birşey yok ortada. ve bir kere paypal ile çalıştıktan sonra rapidsharelarınızı ebay üzerinden almaya da karar verirsiniz belki. 1 aylık hesaba 6-7 dolar vermek size de daha cazip gelirse tabi.
0
prodeq
(25.01.09)
Hem zaten artık tüm bankalar sanal kartta veriyor ücretsiz hem de, garanti ve işbbankası online işlemlerinde görebilirsiniz istediğiniz parayı oraya atarın onu da paypal hesaınızda kredi kartı olarak ekleyin güvenli güvenli alın rapidshare hesabınızı.
0
edip
(25.01.09)
Hiç reseller işletmelerle, havaleyle, sanal kartla uğraşmaya gerek yok.
Paypal ismi ürkütücü gelse de hem kullanımı çok kolay hem de kendi kullanımlarıma göre diyebilirim ki son derece güvenli.

En güvendiğiniz mail adresi ile paypal hesabı açın. Yok güvenlik takıntılıyım derseniz sadece paypal için yeni bir hesap edinin. Daha sonra zaten Türkçe yönlendirmeler ile işinizi gayet kolayca yapabiliyorsunuz.
0
vecna
(25.01.09)
(5)

Senet iptal ettirmek

deahy
Gittiğim bir kursta ödemem gereken bir aylık daha senet var fakat, artık bana kursun bir faydası olmadığını düşündüğümden burayı bırakıp başka bir yere gitmeyi düşünüyorum. buraya gitmediğim 1 ayın parasını vermek istemiyorum. Nasıl olacak bu iş? Haklı bir gerekçe gösterip senet iptali istenebiliyor
Gittiğim bir kursta ödemem gereken bir aylık daha senet var fakat, artık bana kursun bir faydası olmadığını düşündüğümden burayı bırakıp başka bir yere gitmeyi düşünüyorum. buraya gitmediğim 1 ayın parasını vermek istemiyorum.

Nasıl olacak bu iş? Haklı bir gerekçe gösterip senet iptali istenebiliyor gibi bir şey duydum. Örneğin yurtdışına gideceğimi söylemek bu tip bir gerekçeden sayılabilir mi, ya da kanıt mı göstermem gerekir? Veya kurstan bana özel istisnai bir eğitim talep edip ona göre fazladan para vermeme rağmen standart eğitim almam sayılır mı?
0
deahy
(25.01.09)
eğer kursa kayıt olurken sözleşme imzalamışsanız, ve o sözleşmede kursun lehine bağlayıcı maddeler varsa -ki mutlaka vardır, özellikle ödeme konularında- birşey yapamazsın sanırım.
sadece onların insafına bırakabilirsin tavsiyem bunu da sıkı bi ajitasyonla yapabilirsin.
0
etna
(25.01.09)
sözleşme imzalayıp imzalamadığımdan emin değilim. fakat sonuçta satın aldığım hizmeti tam olarak alamıyorum. bu konuda bir hakkım mevcut değil mi?
0
🌸deahy
(25.01.09)
ciddi bir hastalığa yakalanırsan ya da annen babandan biri ölürse iptal edebilirsin.
0
fuskiyenin oglu
(25.01.09)
peki bir yurda verilen senetler geri nasıl alınır? yurttan çıkmak isteyen bir arkadaşım var ama senetler yüzünden çıkamıyor. bu konuda ne yapılabilir. yurt-kur yurdu değil.
0
fundamental
(25.01.09)
Senet: ekonomik kolelik.

Gerek yurt, gerek kurs gibi isletmeler, bilhassa kalitesiz ama nispeten ucuz hizmet veriyorlarsa senet imzalatarak "sittin sene bizden ayrilamazsin" demis oluyorlar. El mahkum, odeyeceksin senedi. Ama en azindan bir daha senet imzalamama konusunda kafanda belli sinirlar olusmus olur.
0
dream endless
(25.01.09)
(6)

Yaş Problemi

artikbenimdebirvolvomvar
arkadaşlar kafama bir şey takıldı.Gerçekten çok saçma,ama bi dinleyin.Şimdi diyelim 80 şubat ayı doğumluyum(değilim atıyorum).şimdi benim yaşım 29 mu 28 mi ? benim savunduğum düşünce şu 2009 un şubatında 30 yaşımdan gün alıcam değil mi ?yani 30.cu yılımı yaşıycam.Biz çoğunlukla şu kadar yaşımdayım d
arkadaşlar kafama bir şey takıldı.Gerçekten çok saçma,ama bi dinleyin.Şimdi diyelim 80 şubat ayı doğumluyum(değilim atıyorum).şimdi benim yaşım 29 mu 28 mi ? benim savunduğum düşünce şu 2009 un şubatında 30 yaşımdan gün alıcam değil mi ?yani 30.cu yılımı yaşıycam.Biz çoğunlukla şu kadar yaşımdayım deriz.yaşımdayım,yani yaşımın içindeyim demek değil midir ? ben mi kelimeye çok takılıyorum ? doğrusu nedir ? Aydınlatın beni ?
0
artikbenimdebirvolvomvar
(24.01.09)
söyle düsün bi; mart 80 de sen bi aylik oluyorsun, senin yasina soranlara annen ilk yilindan gün aldin diye 1 yasinda demiyor. subat 81de bir yasinda oluyorsun, 82de iki, 83 de 3 vs. subat 2009da da 29 oluyorsun. dolan yasini söylüyorsun.
0
shi aila
(24.01.09)
bence bu yaş konusunda resmi olarak bir standart konulmalı artık, en tartışmalı sorunlardan birisidir bu.
80 şubat doğumluysanız şu anda 28 yaşında olursunuz, 29'a girecek olursunuz. gün alma muhabbetini ben de bilmiyorum.
0
sanal uyku
(24.01.09)
buna şöyle cevap verebiliriz. aslında saçma olabilir ama. mesela futbol maçlarında 18:34'te gol atıldıgında o gol kayıtlara 19. dakikada atılmış diye geçiyor.

yani sen şubat ayında bu hayattaki 29. yılını geride bırakıyorsun ve 30 un içinde oluyorsun. diye düşünüyorum. 29 yıl + 1 gün, 2 gün, 3 gün diye gidiyor.

ama insan hissettigi yaşta değil midir yahu :)
0
this is heavy
(24.01.09)
bildiğim kadarıyla doğumgününüz gelip geçene kadar resmiyette 28 yaşında görünüyorsunuz ve haliyle 28 yaşında oluyorsunuz. yani 15 şubat 1980de doğan biri ancak 15 şubat 2009da 29 yaşında sayılabiliyor, 14 şubata kadar 28 oluyor. kısacası o geçirilen yıl tamamen dolmalı, gün aldım falan olmuyor.
0
edoras
(24.01.09)
resmi olarak doldurduğunuz yaş esas alınır. gerisi yalandır dolandır.

birisi 1991.01.25 doğumluysa resmiyette 18 yaşında değildir! 17 yaşındadır. bazı belgelerde de karşılaşılır bu durumla, 18 yaşını doldurmuş olmak şeklinde geçer.

ama başkasına kendi yaşınızı söylüyorsanız işte o zaman manipulasyona açık bir konudur, istediğinizi söyleyiniz.

genelde 26-28 den sonra çok sevgili kız arkadaşlarımızın yaşlarında izafiyet teoreminden referans alınarak değişiklikler gözlenmektedir. saygı duyarız.
0
lejant
(24.01.09)
dream endless
(24.01.09)
(9)

ufak bi para yatırımı (700-800 tl civarı)

p shadow
şimdi yastık altı diye tabir edilen ufacık bi birikimim var (öğrenciyim lan, anca bu kadar) şimdi bu 1000 tl de olabiliyor, 700 de.. nasıl yapsam da bu bana ufak ufak geri dönse ama ben istediğim zaman zarar etmeden kullanabilsem?malum öğrenci olduğumu söledim, arada gerekip arada gerekmeyebiliyor..
şimdi yastık altı diye tabir edilen ufacık bi birikimim var (öğrenciyim lan, anca bu kadar) şimdi bu 1000 tl de olabiliyor, 700 de.. nasıl yapsam da bu bana ufak ufak geri dönse ama ben istediğim zaman zarar etmeden kullanabilsem?
malum öğrenci olduğumu söledim, arada gerekip arada gerekmeyebiliyor.. birden montum yanar botum delinir ne biliyim laptopumun üstüne denizaltı düşer de bana para gerekebilir.. ne zaman ne kadar gerekebileceği de muallak.. ama nşa'da bu para durur hatta üzerine eklerim..
ilgilenen arkadaşlara yardımcı olsunlar olmasınlar her türlü teşekkürler..

(edit: dolara yatır, euro yap, şu bankaya git bu hesabı aç, a tipi likit fon b tipi likit don farketmez her türlü fikre açığım ancak ne kadar getirisi olacağı / o yatırımın nedenini falan yazarsanız ayrı bir mutlu olurum)

edit 2: şans oyunu olamaz.. olmamalı.. şans bu zat a pek uğramıyor..
0
p shadow
(24.01.09)
idda vb. oyunlar oynayın, banko maçlara para yatırın, en güzeli öyle oluyor.
0
areels
(24.01.09)
azalmasın, gerektiginde hemen geri çekebileyim, iyi kötü artış göstersin... diyorsanız. en temizi herhangi bir bankada B tipi likit fonda tutun. yılda yaklaşık %10 faiz verir.
0
507
(24.01.09)
altin. zira su aralar cogu avrupa ulkesi ve amerika surekli paranin degerini dusurdugu icin (turkiye'de yukselmesini esgeciyorum) insanlar guvenli olmasi icin altina hucum ediyo. lakin bugun fena bir yukselis yapti, 850'nin altina dusmesini beklemek lazim.
0
polifonik osuruk
(24.01.09)
Altın ve döviz kısa süreli yatırım için uygun olmaz. En basit nedeni alış-satış farkı olmasıdır, bugün alırım ama yarın öbür gün olası bir durumda hemen bozabilirim diyorsanız; likit fon daha mantıklıdır...
0
late viper
(24.01.09)
Bugun ikinci defa:
(bkz: forex)
0
dream endless
(24.01.09)
teknik bilginiz ve disiplininiz olmadığı sürece forex e bodoslama dalmayın. hiç bulaşmayın hatta.
0
trista
(24.01.09)
b likit. ama garanti getirisi olduğu için ve ne zaman çekeceğinin garantisi olmadığı için pek kâr etmeyi beklemeyin.
0
sanal uyku
(24.01.09)
bence paranızla küçük altın alın. hem gerçekten ihtiyacınız olduğunda gider bozdurursunuz, hem de bankada sürekli el altında olmayacağından hadi bi 50 daha çekeyim filan diye tırtıklamazsınız. altın iyi bir yatırımdır.
0
kahvegibi
(24.01.09)
Aman sakın iddaaymış bankoymuş bulaşma şansı hep insanın kendi yarattığını düşünürdüm ama yok yani sayısal loto gibi bişeye dönüştü.

En güzeli altın almak ama sonra onu bozdururken biraz değer kaybedeceği için en avantajlısı garanti bankasının damla damla mı gram gram mı altın hesabı vardı. Sanal altınların oluyor ve bir kısmını bozdurmak istediğinde gayet o anki altının fiyatından bozduruyorsunuz.
www.garanti.com.tr
0
chaud
(24.01.09)
(12)

Tahminen Sivasspor-Galatasaray maçı ne olur ?

chaud
Yarın saat 14te.Transferlere de çok dikkat edemedim.Sivasspor kaç tane önemli oyuncusunu kaybetti bihaberim.Sanırım gs den de servet hariç tam kadroymuş sanırım.
Yarın saat 14te.
Transferlere de çok dikkat edemedim.Sivasspor kaç tane önemli oyuncusunu kaybetti bihaberim.Sanırım gs den de servet hariç tam kadroymuş sanırım.
0
chaud
(23.01.09)
lincoln de oynayamayacak yüksek ihtimalle. maç muhtemelen izmirde oynayacak. sivasspor sami yen'de oynamak istiyordu. galatasaray da şaibe söylentisi olmasın diye izmir'de oynama teklifi getirdi. her türlü maçtan gelecek paraya bakarlar. nerede oynanırsa olsun seyirci avantajı galatasarayda olur ve bence galatasaray maçı biraz zorlansa da kazanacaktır.
0
uckac
(23.01.09)
Mac Izmir'de falan degil, Sivas'ta oynaniyor.
Banko 2 yaz.
0
dream endless
(23.01.09)
bu mac yuzde yuz bir 2. sivasspor un havasi cok degismis. ozellikle mehmet yildizin psikolojisi cok fena; hele ki yarin galatasarayla karsilasiyorlar. mehmet yildizin takim uzerinde etkisi cok fazla oldugu icin (psikolojik, mevki) bu maci tamamen galatasaray lehine ceviriyor.
0
ne nicki be
(23.01.09)
(bkz: #15160960)
0
terp
(23.01.09)
hocam 0-2 çek garanti diyorsan,ya da 0 ihtimalide oldukça yüksek.
0
madrigal
(23.01.09)
1-0 cifte sans diyorum.
hatta bu sekilde oynamayi dusunmekteyim.
0
trimpot
(23.01.09)
Maç İzmir de değil. Galatasaray ın bir talebi var bu konuda. FTK maçlarının her iki ayağıda İzmir de olsun, taraftar fazla olur hasılat artar diye. Yalnız Sivas ın kabul edeceğini sanmam. Zatende kabul edilmesi için ortaya konan bir teklif değil zannımca. Sivas ın, lig maçı için yaptığı "ilk maç ASY de olsun" teklifine misillemedir o kadar.

Yarınki maç içinse Galatasaray puan kaybeder diyorum.
0
iustitia omnibus
(23.01.09)
cimbom alır.
0
guybrush threepwood
(24.01.09)
lincoln olmamasi bir avantaj bu arada. 2.10 ganyani var gs nin kacirma bence.
0
ne nicki be
(24.01.09)
o maçın skorunu bilemem ama bahis oynayacaksanız.. kesinlkle 2,5 gol alti derim..
0
martinabibenimdebirhayalimvar
(24.01.09)
Çifte şans az veriyor yav sanırım arda ilk yarıdan sonra oyundan kopar sivas da fırsat 1 gol atar maç beraberlik olur.
Sistemde 2/X bankosu da alt bu maçın. Teşekkürler
0
🌸chaud
(24.01.09)
bence berabere bitecek. hatta daha da ileri gideyim fenerbahce trabzon macı da berabere bitecek.
0
3674
(24.01.09)
(21)

Para Kaptırasım Var

pascha d
efenim elimde değerlenirmek üzere duruma ve yatırıma göre 3 ila 4 bin tl bir para var.. ben bunu naapiim nası değerlenidirip çalıştırayım? bu fiyata arsalar oluyor mesela, dolar/altın almak yalan heralde bu ara.. nası güzel değerlenidirilir bu para?
efenim elimde değerlenirmek üzere duruma ve yatırıma göre 3 ila 4 bin tl bir para var.. ben bunu naapiim nası değerlenidirip çalıştırayım? bu fiyata arsalar oluyor mesela, dolar/altın almak yalan heralde bu ara.. nası güzel değerlenidirilir bu para?
0
pascha d
(23.01.09)
o paraya arsa bulursan isterse dağ başı olsun al. Gün ola harman ola..
0
hasanikisalakosmandört
(23.01.09)
altın asla kaybettirmez. yavaş değerlenir ama değerni yitimez. düşünebilirsin belki.

ya da bana ver, ben değerlendireyim :)) 3-5 ay sonra alırsın biraz daha fazlasıyla :P
0
bloom
(23.01.09)
kısa pozisyon mu alacaksınız uzun poziyson mu? günlük değerlendireceksiniz bankalarda bulunan fon alım/satımını öneririm. risk algınıza göre a veya b tipi fonu seçebilirsiniz. hangisinin performansı daha iyi derseniz, gazetelerin finans sayfalarını bir hafta takip edin derim. aldığınız fonu iki gün sonra bozdurabilirsiniz. birçok bankada bu işlemi atm'den yapabilirsiniz.
uzun vade düşünüyor iseniz (hani parayı koyayım, o işlesin ben uğraşmıyım her gün diyorsanız) 30 gün vadeli, otamatik uzamalı bir hesap açtırın derim.

o fiyata arsa varsa, çok uzun vadeli bir yatırımdır, yükselene kadar imar geçmesi falan gerekir. ama encümen'de tanıdığım var diyorsanız, o ayrı :)
0
no avalon
(23.01.09)
"3 ila 4 milyar tl bir para var"

3milyar tl varsa, bence bir finans danışmanı tut, benim san francisco dan ev al, ne bilim ye ye bitmez.
0
thefirstfbli
(23.01.09)
abi o paraya ev al sen bu krizde fiyatlar düşüktür(zor bir ihtimal krizden çıkarsak) 2-3 katına satarsın.
0
madrigal
(23.01.09)
şaka yapıyorsun sanırım.
0
karoyedili
(23.01.09)
siz verin bana o parayı, ben onu yatıracak güzel şeyler bulurum :P
0
alkolikfedai
(23.01.09)
trabzonspor hissesi al borsadan.
0
lacivert
(23.01.09)
bu ara hisse senetleri hariç bütün enstrümanlar maksimum veya yakın noktasında. (altın, dolar, euro, yen vs.) hisse senedi olayı da homojen bir şey değil, biraz ganyan oynamak gibi. birşey tavsiye edemiyorum bu şartlarda.
0
krasotkin
(23.01.09)
yurtdışından elektronik alet ya da designer çanta getirttirebilecek imkanın varsa, getirt , sahibinden , hepsiburada vs.. türevi bir sitede sat. Parça başı ortalama % 50 kar edersin.
0
sayinseyirciler
(23.01.09)
iddaa oynayın bence..
oranı "1.70" falan olan bir kupon doldurun. 4 milyarı da yatırın kupona..
1.70 lik oran bildiğiniz gibi çok çok zor ihtimalle yatar..
büyük ihtimalle tutar.. 1.70'i de tutturamıyorsan at kendini aşaği zaten..
4 milyar para anında 7 milyara çıkar..

sonra 7 milyarlık 1.70 lik oranlı bir kupon oyna..
11 - 12 milyara çıkar para..

sonra 12 milyarlık 1.70 lik kupon oyna..
hepsini kaybet.. soluya kal.. bi de soğuk su iç, pilav ye..
unutma çekirge bir sıçrar iki sıçrar.. üçüncüye yatar..
0
fuck milk get beer2
(23.01.09)
@fuck milk get beer2
hiç idda oynamadım futbol topu görsem bomba diye karakola götürürüm 1.70 lik falan anlamıyorum..
0
🌸pascha d
(23.01.09)
zamanınsa gazi mahallaesinde 8 bilezik bozdurulup alınmış bir arsa var 20 sene falan oluyor yaklaşık,alındıgında etrafında ev bile nadirdi şimdi gazi mahallesi gibi bir yer olmasına karşılık 250.000 ytl ye babamın oğluna satabilirsin.ha boyle olunca şu oluyor.şayet o 3-5 milyar senin için çok önemli değilse al bir arsa 300-400 metrekare çift daire üzerine bina yapılabilecek bir yer olsun. bekle 20 sene herşeyden çok kazandırır.
şimdi 8 bilezik kaç para eder ki ?
0
liberal
(23.01.09)
iddaa mı oynasın? şaka herhalde. insan 50tl yatırmaya kıyamıyor, değerlendirmek üzere ayırdığı bir parayı nasıl bir cesaretle yatırabilsin ki?
0
jack of hearts
(23.01.09)
çok daha kazançlı ve risksiz finans alternatifi varken ne iddaası ne bahisi?
0
tom riddle
(23.01.09)
bana ver. sevaba girersin.
0
fundamental
(23.01.09)
araban varsa git değiştir
0
enter saltman benim
(23.01.09)
altin bugun inanilmaz bir yukselis yapti. sabah yatirsan muhtemelen 100 200 civari bi getirisi olurdu.. ;)
0
polifonik osuruk
(23.01.09)
- altına yatırılabilir para. ancak zaten altın şu sıralar baya tavan yapmış durumda daha ne kadar yükselir bilinmez. sanırım küçük altın su sıralar 75 tl civarı. bu fiyattan aldığını düşünsek piyasayı cok iyi takip etmen lazım ki en ufak bir fiyat artışında mesela 76 tl ye çıktıgında en azından aldığın altının yarısını hemen elden çıkarmalısın. ama burda da önemli bir sorun var; kuyumcular ya da nereler alıyosa işte nakite çok ihtiyacları oldukları için altın falan bozmuyorlar ya da cok düşük fiyata bozuyorlar bunu göz önune almanız lazım.

- doların önumuzdeki günlerde 2 tl ye baya bi yaklaşacağı tum cevrelerce konusulmakta bunu da degerlendirme listene alman gerekir bence. ki bence de önemli bir yukseliş gösterecek dolar. euro için aynı seyi söyleyemeyeceğim.

- 3-4 bın tl ile borsayı asla ve asla tavsiye etmem.

- altın döviz bana ters abicim diyosan elinde mevcut olan bir seyin daha üst modellerine geçebilirsin. ne biliim madem canın para harcamak istiyor tüm sülalenı topla böyle guzel bir yerde onlarla beraber bir akşam yemeği yiyin. hem onları da mutlu etmiş olursunuz. hem 3-4 bın tl ye patlamaz size hem de çok da güzel olur bence.

- ihtiyacı olan bir yakınınıza borç verebilirsiniz.


akla ilk gelenler bunlar işte.
0
nen var kuzum
(23.01.09)
(bkz: forex)
0
dream endless
(23.01.09)
kesinlikle forex. çok basit; internet bankacılığı yaptığın bir bankayı seçeceksin, hislerine güvenip azar azar yedirerek pozisyon alacaksın, dilersen excelde falan tutabilirsin, kara geçtiğinde (makasla beraber) hislerine ve gidişata bakarak realize edeceksin, veyahut zarara geçersen sabredeceksin. en geniş parite marjinini 1.50 - 1.70 aralığında düşün.
ha burada günlüğü bırak neredeyse anlık hareketler yapmandan söz ediyoruz. çünkü çok kısa vade dalgalanmaların banka makasını geçtiği her an bir kar fırsatı, ve 3 günde duruma göre en az 1 - 2 defa rahat geliyor.
dolayısıyla ne kadar çok takip, o kadar çok hareket, ne kadar çok hareket, toplamda senelik %15 lik mevduat faizini geçme şansı o kadar yüksek.
ha baktın bir iki ayda toplamda o para ile en az %15 getirtememişsin, o zaman yatır mevduata.
senin paranın ölçeğinde çok alakalı olmasa da bence arsalar marsalar, emlak esas yalan olan; krizin sebeplerine dair biraz fikrin varsa farkedebileceğin gibi.
0
lhun
(23.01.09)
(4)

bir cümle çevirisi-acil

valiant
Merhaba;şu cümleyi nasıl çevirebilirim acabaIn 1970, for example, only one in four Lebanese lived in cities. Today the ratio is reversed.kelimelerin anlamlarını biliyorum sorun o değil,ama dörtte bir oranını nasıl çevirmem doğru olur.ben Örneğin 1970’de nüfusun sadece %25’i kentlerde yaşarken bugün
Merhaba;

şu cümleyi nasıl çevirebilirim acaba

In 1970, for example, only one in four Lebanese lived in cities. Today the ratio is reversed.

kelimelerin anlamlarını biliyorum sorun o değil,ama dörtte bir oranını nasıl çevirmem doğru olur.ben Örneğin 1970’de nüfusun sadece %25’i kentlerde yaşarken bugün bu oran %75. şeklinde çevirmeye çalıştım ne kadar doğru olur?

teşekkürler
0
valiant
(19.01.09)
1970 te her dort lubnanlidan yalnizca biri sehirlerde yasarken bugun durum bunun tam tersi olmus sekilde.

gordun mu nasil desem derdi yok, mot a mot direk.
0
no christ requiress
(19.01.09)
niye birebir çevirmiyorsunuz da yüzdelere çeviriyorsunuz anlayamadım.
örneğin 1970'de lübnanlıların yalnızca dörtte biri şehirlerde yaşıyordu. bugün bu oran tam tersidir.
böyle olmaz mı?
0
coolspot
(19.01.09)
"dort kisiden biri" gayet dogru bir kullanim olur.
0
dream endless
(19.01.09)
"1970 yılında, örneğin, sadece dört Lübnanlı'dan biri şehirlerde yaşardı. Bugün oran tersine döndü."
0
alchoburn
(19.01.09)
(15)

huzur veren şarkılar

tabudeviren
şöyle gece yatarken dinleyebileceğim, huzur veren şarkılar arıyorum.alıp başka diyarlara götüren..bunlar nasıl olabilir? mesela: loreena mckennitt'ten bonny portmore veya full circle, fahir atakoğlu - denizler'e gibi.evet, söz sizde...
şöyle gece yatarken dinleyebileceğim, huzur veren şarkılar arıyorum.
alıp başka diyarlara götüren..

bunlar nasıl olabilir? mesela: loreena mckennitt'ten bonny portmore veya full circle, fahir atakoğlu - denizler'e gibi.

evet, söz sizde...
0
tabudeviren
(18.01.09)
rectoa
(18.01.09)
devotchka - la llorona ve let's go
0
madrigal
(18.01.09)
yansımalar - bab-ı esrar
0
si murg
(18.01.09)
yavlum mithat
(18.01.09)
o tarza benzeyen benim bildiğim enya var. ayrıca çoğu uzakdoğu filminde vardır Wo hu cang long gibi (crouching tiger hidden dragon) yakın zamanda çekilmiş uzak doğu filmlerinde de çok oluyor bu tarz parçalar. film müziklerini inceleyebilirsin.


klasik müzik, enstrümental (ney, klarnet, kanun taksimleri gibi) da olabilir.

Göksel Baktagir - Doğu Rüzgarı
Cahit Berkay - Dila Hatun
Israel Kamakawiwo'ole- Somewhere Over The Rainbow
Yeni Türkü - Başka Türlü Bir Şey, Yağmurun Elleri

şuralara da bak istersen;
www.lastfm.com.tr
answers.yahoo.com

ayrıca google dan "relaxing song(s)" yazarak arama yapabilirsin.
0
lejant
(18.01.09)
William Ackerman'in her şarkısı. kesinlikle pişman olmazsın.
0
deckard
(18.01.09)
cengiz onural'ın bir nefes hayat isimli albümünü ve incesaz'ın muhtelif albümlerini tavsiye edebilirim.
0
weeping guitar
(18.01.09)
belki tarz olarak biraz farklı olabilir ama yıldız ibrahimova sesi ve şarkıları da aynı hissi verebilir.
0
machine head
(18.01.09)
vampyria
(18.01.09)
size grup olarak beirut'u tavsiye ediyorum. elephant gun ve nantes parçaları hatta... artarda dinleyin huzra erin.

kings of convenience da bir başka güzide grubuuzdur bu konuda.

riverside dinlenebilir.

ha bir de blackmore's night, hele ki loreena mckennit dinliyorsanız hoşunuza gidebilir, blackmore babanın ingiliz folk müziğine kattığı güzellik enfes.

bir de manddy white var son olarak isim verebileceğim, biraz daha blues tarzı new age tarzı. ancak myspace'den indirebilirsiniz, kimse bilmez ares'te falan çıkmaz.

böyle kocaman liste çıktı isterseniz mesaj atın ben size atarım parçaları. yeterince geiş bir yelpaze olmuştur sanırım.
0
alchoburn
(18.01.09)
Balmorhea.
0
dream endless
(19.01.09)
www.freesoothingmusic.com bu siteye gir. birbirinden rahatlatıcı ve huzur veren şarkılar çalıyor. dediğin gibi alıp başka diyarlara götürüyor insanı.
0
steking
(27.01.09)
gececilere yeni bir kapı aralaması açısından eski bir duyuruyu canlandırma girişimi...

Nest-Claw and Fang

www.youtube.com
0
candanag
(12.12.13)
ben www.hqtunes.com sitemde bilinen en iyi parçaları listeliyorum, yakında daha fazla olucak, sitemde müziklerin kısa parçaları var, yakında sadece metin olarak devam edicem,

bu sitemdeki müzikleri youtube'dan dinlemenizi tavsiye ederim,
iyi ziyaretler.
0
hindistanceviziadasi
(09.11.14)
(6)

eski, siyah beyaz grundig televizyonlar cep telefonunuzun dinlenilmesini engelliyor(muş)

sql
doğru mu?
doğru mu?
0
sql
(13.01.09)
yalan.
hatta 70-75 modelleri diye burada birisi duyuru acmisti.
0
trimpot
(13.01.09)
coffee and cigarettes
(13.01.09)
cok onceleri (sene 99-00) de bu televizyonlari malum yere sokup cikaranlarin icq cicegi bok rengine donerdi. o zamanin 15 lik veletleri bile buyudu, zaman ne hizli akiyor degil mi..
0
no christ requiress
(13.01.09)
galiba çakalın biri elindeki siyahbeyazları sazanlara çakmaya çalışıyor. bilmiyorum başka yerde okudunuz mu, ama bir çok forumda ya da ilan sitelerinde şu sıralar popüler bu konu.
0
🌸sql
(13.01.09)
DOGRU.
0
dream endless
(13.01.09)
bazı yüksek frekanslı magnetik dalgalar cep telefonu ya da dinleme cihazlarının haberleşmesini bastırıp engelleyebilir. bildiğim kadarıyla jammerlar da böyle çalışıyor.
ancak bunun için belli bir güç de gerekir.

tv üzerinde de yüksek frekans yayabilecek trafolar bobinler vardır ancak bu cihazlar elektro manyetik uyumluluk testlerinden geçebilmeleri için özel önlemler alınır. dolayısı ile elektromagnetik yayınım olmaz.

olsa da sonuçta tüm tv magnetik yayınım yapsın diye tasarlanmış bir cihaz değil.
küçük bir güç kaçak olarak yayılacaktır. zaten tvnin çektiği güç ne kadar ki kaçak güç ne kadar olsun.
pek mümkün görünmüyor bence.
0
domine deyus
(14.01.09)
(6)

kedi mırlaması ve susturma yöntemleri.

galahad
annemin yaklaşık 6 ay önce eve aldığı dişi kedi şu anda regl olmasından dolayımıdır nedir mırlayıp duruyor. aynı zamanda evin içinde bir adette alman çoban köpeği var ve bunlar uyumlu bir ikili. neticede memeli hayvanlar bunlar doğal şeyler regl filan.şimdi bu hayvan mırlıyor duruyor, ben ilk gün pa
annemin yaklaşık 6 ay önce eve aldığı dişi kedi şu anda regl olmasından dolayımıdır nedir mırlayıp duruyor. aynı zamanda evin içinde bir adette alman çoban köpeği var ve bunlar uyumlu bir ikili. neticede memeli hayvanlar bunlar doğal şeyler regl filan.

şimdi bu hayvan mırlıyor duruyor, ben ilk gün pas geçtim, ikinci gün pas geçtim ancak artık mırlaması kafamın içinde yankılanıyor. işe gideceğim ancak gecelerim uykusuz geçmeye başladı. oda kapısı kapatmak, kediye güzel güzel davranmak filan pek çare değil. o bu değil, ben sinirlendiğim zaman köpeğin otomatikman koruma güdüsü ile kediyi yemesinden de tırsmıyor değilim ancak kedi artık şakağımı attırıp, alındaki damarlarımı çıkarttırmakta. neticede hayvan, güdüsel davranış filan eyvallah. ancak elimin eltında kesici ve dilici aletler var ve benim de güdülerim var. yazık olacak hayvana, 3. sayfalara satanist olarak çıkacam, korkuyorum.

bu hayvanın regl dönemi ne kadar sürer, bu pavarotti desibelinde mırlamaları ne kadar daha sürecek, bunu susturacak ilaç var mı, kısırlaştırma için uygun dönem ne zaman. aramaya üşendim, bir el atın. bir kedinin hayatı söz konusu.
0
galahad
(13.01.09)
regl degil de azmis olmasin sakin?
0
no christ requiress
(13.01.09)
passenger
(13.01.09)
kediniz kızgınlık döneminde olabilir. bu dönemi atlatması için hormon iğneleri yapıyorlar sanırım ama kesin çözüm değil. doğurmasını istiyorsanız eş bulsanız, istemiyorsanız da kısırlaştırıp hayvanın da sıkıntı yaşamasına mani olsanız daha iyi edersiniz. hormon iğnesi ile ilgili yazdıklarım dahil hiçbir şey için kesin konuşmuyorum. kesinlikle bir veterinere danışın. kızgınlık dönemi çiftleşmediği yada kısırlaştırılmadığı sürece aralıklarla devam eder. mırlamalar çığlıklara dönüşür ve gece gündüz susmaz haliyle.
0
neriman koksal
(13.01.09)
bunlar sevişgen hayvanlardır. azma dönemleri bu aralar normaldir. bir kedi sahibi tanıdığımdan bizzat duydum, kedinin vajinasına kulak temizleme çöpünü ıslatıp sokup çıkartıyormuş, sürttürüyormuş susturmak için. orgazm olduktan sonra bırakıyormuş.

tabii ben kedi sahibi değilim kulaktan dolma bir bilgi bu.

kediseverler varsa onlar yazsın, onların dediklerine göre hareket edin.

saygılar.
0
andy kaufman 2
(13.01.09)
bi yerine bi şey sokmayınız efendim hayvancağızın. kızgınlık döneminde, normaldir. bağırır bağırır bir süre. 2-4 gün sabredir geçecektir. geçince de gidip kısırlaştırın, bir daha yaşanmaması açısından.
0
sijwocaq
(13.01.09)
Kesinlikle kulak copu falan gibi sacma yontemlere bulasmayin. Kedilerin ic organlari cok hassastir ve enfeksiyon kapabilir, ayrica bu onlari daha da arsiz bir hale getirebilir. Onun yerine islak bir mendil vasitasiyla oksayabilirsiniz, ama bunun sonucu olarak size farkli gozle bakabilir. Gayet soguk ve mesafeli olan kedim, azginlik doneminde pesimden ayrilmiyor. Bu duruma icerlemiyorum desem yalan olur.

Plegicil diye bir ilac vardir, sakinlestirici. Eczanelerde sisesi 1 liraya bulunabiliyor. Cok cok onemli durumlarda, 5-10 mg plegicili, ignesi olmayan enjektor vasitasiyla, dislerinin arasina sokup cenesini tutarken sikarsaniz, uykuya dalacaktir. Yalniz bu ilaci ayda bir kullanin, vucuttan atilmasi uzun surebiliyor ve bobrek sorunlarina yol acabiliyor; ayda bir 5-10 mg kullanirsaniz hic sorun olmaz.

Hormon igneleri de 7-8 yasindan sonra metabolizmaya olumsuz etki gosterebiliyor. Katiyyen tercih etmemenizi tavsiye ederim. Birakin miyavlasin, alisiyorsunuz bir sure sonra.

Kediler regl olmaz bu arada. Eger renksiz bir sivi mevzu bahisse, o sivinin islevi homosapiens disileriyle aynidir. Yok eger kan geliyorsa, bir problem vardir muhakkak ve veterinere gidin.

Son olarak kedi kac yasinda bilmiyorum. Bakabilmek ya da dagitabilmek sorun mu onu da bilmiyorum ama kediniz dogursun derim. Disi kedilere annelik cok sey katiyor. Bunun yaninda, eger bir es ariyorsaniz, guvenilir birinin kedisi olmasina dikkat edin zira bu aralar inanilmaz bir FIV salgini var. Tabii ciftlesme isi genellikle disinin evinde olur diye de belirteyim yeri gelmisken, yoksa pek rahat etmezler.

Bu cigirtkanligin tek cozumu kisirlastirmadir bu arada. Yani hamile kalmakla is bitmiyor; dogum olduktan 5-6 ay sonra tekrar baslayacaktir yaygara. O yuzden dogumdan hemen 1 ay sonra ameliyat ettirmek gerekiyor kediyi, yoksa kedinin hormonal dengesi bozulabiliyor.

Hemen ameliyat yontemine de gidebilirsiniz ama dedigim gibi, disi kedilerin dogum yapmasi cok ayri bir sey, bu da onemli bir karar oluyor o sebepten. Ameliyat da disilerde biraz zor oluyor, 1 hafta kadar devam eden bir nekahat donemi oluyor. Galiba su aralar standarti 125-150 lira civarinda.
0
dream endless
(13.01.09)
(1)

naruto manga

asterota1
naruto manganın 430. bölümünü okuyabilceğimiz bir yer var mı? onemanga'ya eklenmemiş henüz.
naruto manganın 430. bölümünü okuyabilceğimiz bir yer var mı? onemanga'ya eklenmemiş henüz.
0
asterota1
(26.12.08)
dream endless
(26.12.08)
(4)

C - 64 oyun müziklerini coverlamışlar bir vakit. nasıl bulurum?

can see
C - 64 oyun müziklerini coverlamışlar bir vakit. nasıl bulurum?bir albüm yapılmış. internette buldum bir iki ama linkleri çalışmıyor. dediğim midi değil, belki klasik belki ortkestral ya da rock falan baya baya cover parçalar. (ya da ben öyle anladım)
C - 64 oyun müziklerini coverlamışlar bir vakit. nasıl bulurum?

bir albüm yapılmış. internette buldum bir iki ama linkleri çalışmıyor.

dediğim midi değil, belki klasik belki ortkestral ya da rock falan baya baya cover parçalar. (ya da ben öyle anladım)
0
can see
(18.06.07)
benim elimdede tam tersi eserler var, smell like teen sprit vb şarkıların c64 ile coverlanmış halleri internetten çekmiştim ancak c64 oyun parçalarının coverlarını duymamıştım.
0
kyha
(18.06.07)
ezeriko
(18.06.07)
Press Play On Tape diye bir grup var, oyun müziklerini çalıyorlar sahnede:

www.youtube.com
0
nop
(18.06.07)
cok gec gormusum ama yine de yazayim;

DisasterPEACE
The Advantage
8 Bit Weapon
NESkimos
Nullsleep
0
dream endless
(21.09.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.